Evde üçüncü haftayı da bitirmek üzereyiz. Evde sıkılanları hala anlayamıyorum ben... Ev işleri, yemek, çamaşır, çocukları doyurma derken ben günün nasıl geçtiğini fark etmiyorum bile!
Bir de evde olmayı dizi ve film izlemekle özdeşleştirenlere bakıyorum, nasıl bir sakinlik nasıl bir his acaba bilemiyorum. Neyse ben halimden şikayetçi değilim, Allah sağlık versin de...
Şu son birkaç günde tavsiye edilen filmler, müzikler, evde kalmayı kendiniz için fırsata dönüştürün gibi videolar açıyorum sabahları. Kahvaltı hazırlarken 15-20 dakika kadar izleyebileceğim uzunlukta videoları seçiyorum.
Bu videoların bana kattığı bir şey oldu: Günlerimi planlıyorum!
Kahvaltı sonrası o gün için yapmam gerekenleri telefonumun notlar bölümüne yazıyorum. Yaptıkça maddelerin yanına tik atıyorum. İş çok zaman da çok aslına bakarsanız...
Sizinle bugün için aldığım notlarımı aşağıda paylaşıyorum. Elbette bazı maddeler kemik maddeler, çünkü ev işleri!!! Belki size de faydası olur diye ekledim. Umarım olur. Karantina günlükleri diyelim bunlara...
Ah şu ev işlerinden bıktım da bıktım diye söyleniyorum!!! Sonra kendimden utanıyor, tövbe tövbe diyorum. Çok şükür suyumuz, elektriğimiz var. Temizlik yapmak için deterjan, sirke her şeyim var, bir zaman ayırmak, güç harcamak mı zor geliyor diye kızıyorum kendime :)
Zaten bu yaşadıklarımız da şükürsüzlüğümüzden başımıza geldi diye düşünmekten alamıyorum kendimi... Siz de farkında mısınız herkes evinde, parası olan yiyor içiyor evinde, parası olmayan az yiyor, belki ısınamıyor. Fakat bu virüsten önce böyle miydi???????????????
- Herkes, hepimiz gittiğimiz lüks mekanları, şık restaurantları, pahalı tatilleri birbirimizin gözüne sokmadık mı?
- Guccileri, Michael Korsları yüz tane etiket koyarak gözümüze gözümüze sokmadık mı?
- Baby shower, cinsiyet partisi, bez bırakma partisi ile bebeği olmayanların, olamayanların gözüne sokmadık mı?
- Son model cep telefonlarımızın markas, ah aynadan yansımış tüh tüh demedik mi?
Şimdi bunların hepsi değersiz. Evimizde en pahalı çantamızı takıp, en ökçeli ayakkabımızı giyerek 2020 ilkbahar yaz koleksiyonunun en sükseli parçaları ile T-bone yerken selfie mi çekelim????
Şu anda hava atanlardan güney sahillerindeki lüks yazlıklarına kaçanlar her kesimden insan tarafından ''CAHİL'' diye adlandırılıyor. İstemeden de olsa virüsü yayıyorlar malum...
Lüks evlerde, ada mutfaklarıyla kuzu kapama ya da ahtapot pişirme tekniklerinden bahsedenler de vardır şu günlerde belki, bana denk gelmedi ama...
Siz ne dersiniz, abartıyor muyum, görüşlerinizi merak ediyorum.
Akıcı sıkılmadan okunabiliyor yazılar..
YanıtlaSilne güzel yazmışsınız...ne çok şükredecek şeyimiz var.
YanıtlaSilŞükretmeli insan yaşadığı her ana ve aldığı her nefese :)
YanıtlaSil