30 Aralık 2019 Pazartesi

tavuk dünyası marinesi

Korkumuzdan pek tavuk yemiyoruz, yiyemiyoruz. Son zamanlarda canım nasılsa tavuk istiyordu! Hem de tavuk dünyası restaurantlardaki gibi soslu ve yumuşacık olsun istemiştim. Evde denedim ve İnstagram @bademlebuduk takip edenler bilir: “tarifim tutarsa sizinle paylaşacağım” demiştim.


Tavuk marine:
2 adet tavuk göğüs küçük küpler şeklinde doğradım. Mutfak makasıyla çok kısa sürede hallettim. Zeytin yağı, kekik, kimyon, karabiber bol bol ekleyerek karıştırdım. Bu sosa iki diş de sarımsak rendeledim. Bir soğanı soyup yıkadım. Marine edeceğim kaba bir sıra tavuk dizdim. Hazırladığım sosu fırça ile sürdüm. Tavukların üstüne bir sıra halka halka doğradığım soğanları dizdim. Bir sıra daha tavuk dizip yine sos ve soğan yerleştirdim. En üste de defne yaprakları ile tamam bu iş!

Soğanlar suyunu saldığında tavuklar da ekstradan yumuşuyor. Dikkat: Soslara tuz eklemedim. En az 2 saat, en çok da 24 saat marine edilmesi öneriliyor, unutmayalım sonuçta tavuk hassas konu!
Ertesi gün yağsız kızgın tavada pişirdim, lokum gibi oldular. Pişmeye yakın tuz ekleyebilirsiniz.
Bir daha ki sefere tavukları jülyen doğrayacağım...
İnternetten baktığım tariflerde genelde yoğurt, yoğurt suyu ve kefir öneriliyor olmasına rağmen yoğurt ile tavuğu marine etme fikri benim içime sinmedi nedense???
Tavuk dünyası sosu

Madem tavuk dünyası tavuklarından istedin neden orada yemedin derseniz:


  • Onların porsiyonları çok büyük
  • Porsiyonda makarna ve özellikle kremalı soslar var
  • Dışarıda salata yemeyi çok tercih etmiyorum

Bu yüzden ben de evde kendim yapmak istedim.
Normalde saman gibi tatsız tuzsuz olan göğüs eti bile bu tarifle yumuşacık oldu! Hem de çok az malzeme ile! Kırk yılda bir bi sevdim bu tavuğu :)))
Bir de geçenlerde aktarda tavuk baharatı önerdiler ne dersiniz, kimyasal var mıdır içinde acaba????

13 Aralık 2019 Cuma

her yer ışıl ışıl

Yılın en sevdiğim zamanlarından Aralık ayı ve sonları yani yeni yıl öncesi... Gerçi bu ışıl ışıl dönemi sevmeyen var mıdır bilmiyorum :) Gittiğimiz yerler şimdiden süslenmiş, dev ağaçlar kurulmuş, mağazaların vitrinleri ”temsili” hediye paketleri ile dolmuş bile!



Bu keyifli dönem için rutinleriniz var mı? Benimkilerden bahsedeyim de hiç birini yapmayı unutmayayım, eğer siz de yorumlarınızla kendi alışkanlıklarınızı yazarsanız biz de değerlendiririz.

* Bu yıl bir hayal panosu yapmak istiyorum
* Yılbaşı çiçeği kokina alırım. Şans getirdiğini söylenirmiş onu da yeni öğrendim. Annemin de aldığını hatırlıyorum. Yılın sadece bu zamanı açan bir çiçek diye biliyor olsam da geçen sene incelediğimde dikkatle baktığımda o kırmızı topların dallara iple bağlandığını gördüm! Bu benim için ufak bir hayal kırıklığı yaratmış olabilir tabi :)

* Hediye alışverişi :) Hediye seçmekte çok zorlanıyorum. Hatta yazın doğum gününü kutladığım arkadaşımın hediyesini henüz alamadım desem!! Bana gelen hediyeleri o kadar çok seviyorum ki ne yapsam yılbaşı hediyesinde ben o kadar mutlu edemiyorum diye düşünüyorum.

* Vakko mağazası süsleriyle fotoğraf çekimi. Çocukluğumdan beri yılın son ayında Vakko mağazası özenle süslenir ve özel olarak onu görmeye gidilir. Şimdi artık uzak olsak da yine her yıl görmeye gidiyoruz. Geçen sene atlıkarınca kurmuşlardı bakalım bu yıl ne yapıldı? Henüz gitmedik...

* Kabak tatlısı pişiriyorum. Yılın son günü kabak tatlısı pişirmeye geçen sene başladım. Komşularımdan öğrendim bunu da, zaten kabağı çok severim bu bahaneyle tekrar pişirmiş oluyorum. Afiyetle...

* Televizyonda yılbaşı özel programlarını takip ederim. En çok ilgimizi çekeni izleriz.

* Yeni yıl gelmeden kararlar alınır. 2020 de artık böyle böyle olacak, bu seneki gibi olmayacak şunlar şunlar gibi sözler veririm. Tabi bu sözleri ve kararları not almak için bir ajandaya ihtiyacım olur.

* Yeni senede günü gününe dolduracağım bir ajanda alırım. Yıllardır MyMiya Planner organizerlerini kullanıyorum. Ama tembelliğimden mi nedir bilmem birkaç ay düzenli doldurduktan sonra ara verip sonlara doğru yine hızla yazıyorum. Eskiden Truffy takvimler vardı organizer olarak onu da anmadan geçemeyeceğim...

* Yeni yılda daha çok kitap okuyacağıma söz verir, okunacak kitapların listesini yaparım. Geçen senenin listesine bakarsak sadece çeyreğini tamamlamışım... Maalesef.

* Dolaplarımı, çekmecelerimi düzenlerim ayın ortasından sonra! Ay sonuna kadar devam eder tabi! Yeni yılda çok daha düzenli olacağım derim o dolaplar da bir ay sonra eski haline dönüverir.

* Kilolarla ilgili kararları yeni sene için değil de şöyle yapıyorum ben: yeni yıla girmeden şu 5 kg den kurtulacağım diyerekten Aralık ayını spor ve diyetle geçirmeye çalışıyorum.

* Yeni yıla girdikten 23 gün sonra doğum günüm olduğundan yeni yaşa alışmaya çalışırım. Yine de ben hep 19-29 um...

* Piyango bileti ALMAM. Karşıyım diyelim.

* Yeni yılın ilk günü de en sevdiğim şey rahat rahat gezmektir. Herkes evinde mışıl mışıl uyurken en trafikli dediğiniz yerler bile öyle sakin oluyor ki tadından yenmez...





2019 için Vakko süslemesinden Bade ile bir fotoğraf ile noktayı koyuyorum.
Sevgiyle

11 Aralık 2019 Çarşamba

üç kız kardeş

Bugün küçük ablamın doğum günü 🎁

Bu vesileyle hem ablamın yeni yaşını kutlamak hem de ablalarıma bir not yazmak istedim. Son derece anlık bir karar aslında bu yani planlı bir şey değil bu yazı fikri...


Ablası olanlar beni anlar, küçük kardeş olmak büyük şanstır. Hatta benim gibi iki ablanız varsa çifte şanstır. Bir yerlerde okumuştum; “sizi dünyada annenizden sonra sizi en çok seven kadına abla denir” diyordu. Ablalarıma sormak gerek aslında ama bence doğru :)
Bade de zaman zaman serzenişte bulunuyor: keşke benim de ablam olsaydı diye!!! Teyzelerine de çok düşkün demek ki aramızdaki sevgi bağını Bade’ye de aktarabilmişiz. O da bu sevgiyi yaşıyor.

Bir tanesiyle 9 diğeriyle 11 yaş fark aramda... Yıllar geçiyor, yaş alıyoruz hepimiz de... Çözemediğim şey şu ki onlar gittikçe gençleşiyor ben ise büyüyorum... Nasıl oluyor yahu :)))


Evin en küçüğü olarak şımarıklık halkımı kullanıyor ve fotoğraflara da yansıtıyorum:)) Evin en küçüğü olmak da çok güzel.
Nice mutlu senelere canlar
Sevgiler saygılar

20 Kasım 2019 Çarşamba

ara tatilde çocuklarla gezilecek yerler in İstanbul

Ara tatiliniz nasıl geçiyor? Çocuklarımız 2 hafta süren sınav maratonundan sonra bir haftalık tatille dinlenmeyi  hak ettiler. Aslında daha büyük planlarımız vardı ama küçük kardeş faktöründen bu tatilde hayata geçiremedik... Kısmetse bir daha ki ara tatile...

sonbahar temalı fotoğraf

Bir gün için üç farklı program sığdırarak çocuklara güzel ve bir o kadar da yorucu bir gün ile güzel anılar bıraktık. Size de fikir olması açısından programımızdaki detayları objektif bir şekilde paylaşıyor olacağım.
Bade’nin çok sevdiği arkadaşı Mira, ablası Maya ve benim canım  Yeşim Mutlu sabah erkenden buluştuk. Günümüze daha önce defalarca gidip memnun kaldığımız Cafe Saffron ile başladık. Eyüp sahilinde denize sıfır, güzel bir mekan olan Saffron’da kahvaltı siparişimizi verdik ama beklemelere doyamadık! Yoğunluk mudur, o günlük bir aksilik midir bilinmez neredeyse bir saatte geldi siparişlerimiz! Tabi biz moral bozmadık, yolumuza devam ettik.
blogger anne

İkinci durağımız ise çocuklarla teleferik turu oldu. Eyüp merkezinden teleferik için sıraya geçtik. Dışarılara taşan bir sıra olmamasına rağmen yarım saat bekledik. Biz bekledikçe arkamızdaki sıra giderek uzuyordu. Belki birkaç dakika daha geç gelsek upuzun bir kuyruk bizi bekleyecekti. Teleferik ile Pierre Loti’ye çıktık, çocuklar teleferik yolculuğundan çok keyif aldı. Dönüşümüz yine teleferik ile oldu ama inerken hiç sıra beklemedik çok şükür. Canım arkadaşım ile eşsiz İstanbul manzarasına karşı birer kahve içtik. 
pierre loti kahvesi


Üçüncü ve son durağımız ise Minyatürk oldu. Bade çok küçükken gitmiştik ama tabi unutmuş kızım. Herhalde bu gezimizi unutmaz... Kendisi @bademlebuduk youtube kanalımız için video da çekti. Yazının devamına da ekleyeceğim. Minyatürk giriş biletleri öğrenci 3 TL tam 7 TL olarak gayet uygun bence.
Ulaşım olarak da sıkıntı yok, Haliç köprüsüne çok yakın. Ara tatilimizde hava da böyle güzel olduğu için hemen planlarımıza eklemiştik, iyi ki de eklemişiz. Çocuklar ilgiyle gezdi. 
Bu arada lütfen unutmayın; Minyatürk açık hava! Yağmurlu ya da karlı soğuk bir günde gezmek pek iyi fikir olmayabilir :)
Minyatürk içinde belediyenin Beltur tesisleri de bulunuyor, yemek ya da kahvaltı için ihtiyaç olursa yazmak istedim. 
minyatürk giriş ücretleri



Çocuklar bizim programımızdan çok memnun kaldı. Biz de öyle :)
Mesela o gün bir avm ya da mekana gitseydik yine iyi vakit geçireceklerdi ama bugünkü gibi anılar, keşifler, deneyimler olamayacaktı. Hem de adam akıllı yorulduk... Ertesi gün hala yorgunluğumuzu atamadık, tatlı yorgunluklar bunlar.
Amasya Yalıboyu Evleri ve Kırşehir Aşıkpaşa Türbesi önünde fotoğrafımız olmadan ayrılamazdık ama değil mi!!!


Berke bu gezide bizimle değildi. Her fırsatta Bade ile eski günlerdeki gibi onu tek dışarı çıkarmayı tercih ediyorum. Anne kız günü gibi... Hem Berke bu yoğun tempoya uyum sağlar mıydı bilemedim :))   Ara tatil bitmeden ve hala daha havalar güzelken size gezi önerilerim şimdilik bu kadar. Umarım değerlendirir, keyfini çıkarırsınız.
Sevgiler.





7 Ekim 2019 Pazartesi

avokado ve labne

Avokadolu kahvaltılarımı ne zaman paylaşsam bir dünya mesaj geliyor tarif isteyen... İnstagram hikayelerimden tarifi paylaşıyor olsam da blogda da bulunsun istedim ki her zaman ulaşılsın. Hem çok faydalı hem de çok lezzetli olduğu için öğünlerime sık sık ekliyorum.


Şimdi size favori avokadolu tariflerimden labneli avokadodan bahsedeceğim. O kadar basit bir tarif ki tarif değil de avokado hazırlamak mı demeli düşündüm biraz :) Biraz aşağıda adım adım resimlerle de anlatımı var.

avokadolu tarifler, diyet tarifler

*Avokado yeterli yumuşaklığa ulaştığında dikine, ortadan ikiye ayırıyoruz. (Dilerseniz yarısını kullanabilirsiniz. Ben tamamını tükettim valla)
Eğer yarısını bırakacaksanız bu çekirdekli taraf olmalı, streç filmle kaplayarak buzdolabına kaldırabilirsiniz.
*Bir kaşık yardımıyla kabuğundan ayırıp tabağa alıyorsunuz. Kolayca çatalla ezilmesi gerekiyor. Eğer ezilmiyorsa zaten avokado olgunlaşmamış oluyor.
Bu sırada avokado kabuklarını ziyan etmiyoruz, cildimize sürüyoruz! Avokado çok iyi bir nemlendirici! İçi dışı faydalı bir besin kaynağı daha ne olsun!!!
*Labne peyniri ekleyerek ezmeye devam ediyoruz. Ben biraz tuz da ekliyorum. Bu aşamada zeytin yağı ekleyenler de var ama avokado zaten yağlı ben tercih etmiyorum. Sarımsak, dövülmüş ceviz, pul biber de eklenebilir ama ben avokadonun orijinal tadını sevdiğim için bunları da eklemiyorum. Wasa ekmeğimin üzerine kalınca sürüyorum avokadolu sosumdan, üzerine de biraz çörek otu oh missssss

Wasa ekmek yerine her türlü ekmek hatta diyet bisküviler bile olabilir. Çörek otunu neden ekliyorum? Çünkü çörek otu her derde deva imiş...

Afiyetle yiyorum. Tavsiye ederim.

Avokado çekirdeğini de ziyan etmiyoruz. Onu da filizlendiriyoruz. Yoksa siz hala benim avokado fidanımı görmediniz mi?Bunu da başka bir yazı da anlatayım. 


avokadolu tarifler, diyet tarifler

Son olarak avokadonun faydalarından bahsedeyim kısaca:


  • Yüksel oranda lif içerir
  • İştahı keser
  • Antioksidan
  • D ve E vitamini içerir
  • Hafızayı güçlendirir
  • Omega 3 içerir




4 Ekim 2019 Cuma

ay çiçeği tarlasında fotoğraf

Aslında yazıyı bu yazın yazmam gerekiyordu ama malum çok yoğunluk :) Bu yaz instagram profillerini süsleyen ay çiçeği tarlası fotoğraflarından sizin yok mu hala? Doğanın en sarı hali, günebakan çiçekleri için en uygun dönem tabi ki yaz ayları oluyor. Hatta öğle saatleri tabi ki...

günebakan tarlası

bademlebuduk


En doğal fotoğraf stüdyosu ay çiçeği tarlaları için biz canım @yesimmutlu ve kızlarımızla 22.07.2019 da tam da yazın ortasında Trakya'ya doğru yol aldık. En müsait, yani yola yakın ama araç parkı müsait olan bir tarlada çekim yaptık. Tabi ki yanımıza birkaç kombin almıştık. Özellikle bandana ve şapka gibi aksesuarları yanınıza almanızı öneriyorum. 


ay çiçeği tarlasında fotoğraf

ay çiçeği tarlasında

ay çiçeği tarlasında

ay çiçeği tarlasında



Doğal ışık ve perspektif derinlik kullandığınızda harika fotoğraflar ortaya çıkacaktır. Öğlen saatleri çekim için güzel olduğu gibi, güneşin batmaya döndüğü saatler de güzel kareler çıkarıyor. Yeşim ve benim çektiğim kareleri instagram hesaplarımızdan görebilirsiniz. Ben buraya da birkaç fotoğraf ekliyorum. Youtube kanalımda da detaylar mevcut.



Youtube kanalımda da bu güzel günü vlog haline getirmiştim. Fotoğrafçı olan @yesimmutlu önerilerine de videodan ulaşabilirsiniz. Bir daha ki yaza sizin de ay çiçeği tarlası fotoğraflarınız olmasın mı yani???









23 Ağustos 2019 Cuma

saf su nedir ne için kullanılır biliyor muydunuz

Kendimi bildim bileli televizyon izleyen bir insan değilimdir, artık iki çocukla da zaten pek mümkün değil. Aslında arada bir niyetleniyorum; televizyon karşısına ne zaman otursam reklamlara denk geliyorum :) Son zamanlarda reklamlarda dikkatimi çeken bir şey oldu: Saf Su konusu! Islak mendillerde ve bebek bezlerinde gözümüze sokularak kocaman yazılan “saf su” iyi bir şey mi değil mi merak ettim ben de! Bir şeyin başına saf yazınca nasıl da masum geliyor kulağa değil mi? Hemen araştırmaya giriştim ve öğrendiklerim karşısında şaşkına döndüm. Sizinle de paylaşacağım...


Bade’nin TDK sözlüğünde saf, katışıksız  - arı anlamına geliyor. Saf, suyun önüne gelince yine katışıksız-arı hatta doğal algısı oluşuyor benim zihnimde. Sizin de öyle oluyordur eminim... Peki akülere konan su, ütü suyu diye düşününce aklınıza yine saf su gelmiyor mu? Yani bebek bezi ve ıslak mendil paketlerinde yazan “saf su” akülere ve ütülere konan su mu!!! Böyle zihnimi kurcalayan reklamları ve araştırma hevesimi seviyorum :) Hemen saf su nedir onu araştırdım.
saf su içeren


Saf Su:

Çocuklarımızın, bebeklerimizin cildine kullandığımız ıslak mendiller ve diğer ürünlerin üzerinde yazan “saf su ile üretilmiştir” ibaresi doğallığını mı ifade ediyor yani? Böyle doğal ve masum görünen saf su ne acaba biliyor musunuz? Aslına bakarsanız “saf su” kimyasal işlemlerle laboratuvar ortamında ve makine, kimya ve temizlik gibi sektörlerde kullanılmak üzere üretilen bir maddeymiş yani bebeğimizin hassas cildi için değil...

Saf su ''hipotonik'' çözeltidir. Yani cilt ile uzun süreli temasında hücreye su geçirerek şişmesine neden olur. Fazla şişen hücrelerde de tahribat hatta patlama bile meydana gelebilirmiş. Bu da cilt yüzeyinde kızarıklık ve tahrişe sebep oluyormuş.  


Akülerde ve ütülerde kullanılan bu saf suyu içmek de tehlikeli imiş. Saf su içmek vücuttaki elektrolitlerin dengesini bozuyormuş. Şimdi tekrar başa dönersek bebişimin, çocuğumun hassas cildi için saf su içeren ürün kullanır mıyım sizce? Ya siz? Ambalaj okumak, etiket incelemek öyle önemli ki... Siz de sorgulayarak, araştırarak değerlendirin derim. Sağlıklı günler dilerim..




19 Temmuz 2019 Cuma

3 yaş erkek çocuğu oyuncak seçimi

Çocukların gelişiminde oyuncağın rolü çok büyük. Çocukların sosyal gelişimine katkı sağlayan, motor gelişimi destekleyen, hayal gücünü geliştiren oyuncakları tespit etmek ve yönlendirmek de bize düşüyor. Her çocuğun ilgi alanı farklı oluyor, bizim Berke araçlara hayran! Arabalar, iş makineleri, trenler en derin ilgi alanı!

bademlebuduk


Oyuncak seçimi:
Onun ilgi alanına uygun oyuncakları alıyoruz biz de tabi ama sıradan bir araç yerine onda merak uyandıracak, hayal gücünü destekleyecek, motor gelişimine destek ve problem çözme yeteneğini harekete geçirecek kaliteli malzemeden tercihen ahşap oyuncaklar tercih ediyoruz.

Berke de bu durumda oyuncak oynamayı seviyor, oyun kurmayı beceriyor. Ameliyat sonrası kendine geldiğinde onu bir sürpriz bekliyor dediğinizi yazmıştım önceki yazıda: 3 yaşında fıtık ameliyatı

Oyuncak vinç:
En sevdiği iş makinelerinden vinç hediyesini ameliyat günü belli olur olmaz sipariş vermiştik.
Neredeyse onun boyunda dev bir vinç! Üstelik sağa sola dönüyor! Ucundaki topu indirip kaldırabiliyor!


hape vinç yorum


Tetkikler, hazırlıklar derken oyuncak mağazasına gitmeye vaktimiz yoktu. Zaten oyuncak mağazalarında oyuncakları biliyoruz artık, her yerde görebileceğimiz markaların standart oyuncakları!! Kaliteli oyuncaklar, farklı materyaller ararken gördüm Oyuncakbizde.com sitesini. Her yerde bulamayacağınız oyunlar ve oyuncakları da sitesine eklemişler. Mesela Hape oyuncakları sadece seçkin oyuncak mağazalarında oluyor ve sınırlı stokla! Oyuncakbizde.com da markanın pek çok  ürünü stokta!

Ameliyat günü belli olduğunda hemen siparişimizi verdik. Uzmanların da tavsiye ettiği gibi ahşap bir ürün olan Hape marka vinç ve Berke kadar büyük kocaman, uzaktan kumandalı vinç...
Siparişlerimiz tam gününde teslim edildi. Yani ameliyattan bir gün önce paketlerimizi aldık. İki ürün de ayrı ayrı hediye paketine konmuştu üstelik. Onları sakladım. Hastane odasına çıkardık ve Berke’den gizledik, çünkü sürprizleri seviyoruz.
kaliteli oyuncaklar

Narkozun etkisinden çıkar çıkmaz hediyelerini verdik. Elindeki iğnenin acısını bile unuttu, heyecanla paketini açtı. Paketler öyle özenle hazırlanmış ki biz Berke kendisi açsın istedik. Üzerindeki süslere kadar, balon hediyesine kadar özenli bir paketti. Zincir mağazalar bunu kesinlikle yapmıyor, eski günlerdeki gibi, bizim zamanımızda gittiğimiz oyuncakçı amcanın süslediği gibi güzel paketlenmişti.

Paketleri açınca “vaaaaaaayyyyyy” diyen Ali Berke’nin keyfine diyecek yoktu!!! Hastanede dinlenme süresinde ve evdeki istirahat süresince vinç kumandasını ve ahşap vinçini elinden düşürmedi. Hala da düşürmüyor elinden, çok seviyor...

Akıl oyunları:
Alışveriş merkezlerinde özel corner satış noktalarında gördüğüm akıl oyunları çeşitleri de oyuncakbizde.com sitesinde bulunuyor. Ben Bade için Look Look oyununu düşünüyorum. Farklı bir tavsiyeniz varsa yorum olarak yazarsanız sevinirim. Sizin çocuklar en çok hangi akıl oyununu seviyor?

Çocukların ilgi alanına uygun, onların hayal gücünü geliştiren, sağlıklı malzemeden üretilmiş tercihen ahşap oyuncaklar ile onların gelişimini desteklemeliyiz. Siz de siteyi incelerseniz ütün çeşitliliği hakkında ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.





3 yaşında fıtık ameliyatı

Berke’nin hastalıklarla imtihanı bununla bitmiştir inşallah. Hiç aklımızda yokken, bir şikayet bile etmemişken 3 yaşında fıtık ameliyatı oldu benim küçük aşkım. Çok şükür sağ salim atlattık. Rahatsızlığı nasıl tespit ettik, neler yaptık, hangi doktorlara gittik size de anlatacağım ki size de faydası olur diye umuyorum. Doktor teşhis koyduktan sonra internette epey dolaştım ama böyle küçük yaşlarda yaşanan vakaya denk gelmedim. Keşke ihtiyaç olmasa tabi ama belki sizin de erken fark etmenizde bir faydası olur.



yumurtalık fıtığı


Tuvalet eğitimine başlasak mı derken akşama pes edip bezini bağlayıp uykuya geçecek iken fark ettim ben bir sorum olduğunu. Yumurtalıklardan biri diğerinden daha büyüktü. Gözle görülür bir fark vardı hemen fotoğraf çektim. Ertesi gün sabah uyandığında arada bir fark kalmamıştı. Tuvalet alışkanlığı falan derken idrarını tuttu o sebeple şişlik oluştu geçti diye düşündüm. Hatta içten içe kendimi suçlu hissettim. İlk belirti: orantısız görünüm

Aynı gün Bade’yi doktora götürecektim, gittiğimde Berke’nin bu yumurtalık fotoğrafını da gösterip tuvalet eğitimi hakkında görüşmeyi planladım. Hastane ortamından onu korumaya çalışırken ısrarla gelmek istedi Berke! Hep birlikte hastaneye gittik. Bade öpücük hastası olmuş, onu detaylı yazmıştım. Doktorumuz referans olarak çektiğim fotoğraf ve muayene sonrası bizi ultrasona gönderdi. Ultrason sonuçları da çıkınca bizi çocuk cerrahına yönlendirdi. En kısa sürede ameliyat olması gerektiğini acil ve ciddi sorunlara yol açabileceğini anlattı. Panik ve endişe çemberine düştük...

Neredeyse 10 yıldır görüştüğümüz doktorumuz bize bir çocuk cerrahı önerdi, araştırdık ve hemen aynı gün randevu aldık. Cerrahımız sağ olsun bize olayı baştan sona anlattı. Doğuştan kaynaklı olabileceği gibi ilerleyen yaşlarda da ortaya çıkabilirmiş. Biz önceki tetkiklerde bir şey fark etmemiştik. Böbrek taşı nedeniyle de defalarca ultrason çekilmiş olmasına rağmen!

Salı günü için ameliyat ve yatışımız organize edildi. Narkoz alacağından ilk operasyon olarak sabah 7 ye doğru hastanede idik. Yatağından kucağıma aldığım oğlum yatış işlemleri sırasında uyandı. Ameliyathane girişinde vakit geçirirken doktorun özel muayenesi bittiğinde sana bir ödül var diyerek motive etmeye çalıştık. Ona harika bir vinç almıştık. O sırada hemşire ablalar geldi; aman ne tatlısın, ay sen çok yakışıklısın diyerek oğlumu aldılar, bizimki de sesini çıkarmadan gitti. Onları koridorun sonuna kadar izledim. Tabi incitmeyin, aman ağlatmayın diye sadece o ablalara söylemedim, gördüğüm tüm görevlilere ve hatta doktoruna bile söyledim.

Yaklaşık 1 saat sonra ameliyathane kapısı açıldı! Ali Berke’nin annesi dediler!!! Benim bittiğim an!! Özel kıyafetleri giyerken her şey yolunda mı sorun var mı diye sorarken aklımda bin tane şey!!! Onu ayılma alanında mahsun mahsun ağlarken görünce hem sevindim hem üzüldüm! Korkacak bir şey yok dediler daha o vakit! İçim rahatladı ama ağlaması!!! Ona sarıldım, gözünü açamıyordu bile -narkoz- beni hissetti ve uykuya daldı... Her uyandığında ona sarıldım, sevdim gözlerini kapadı. Hatta o da bana öyle bir sarıldı ki yanından ayrılmam mümkün değil!!! Ben ameliyathane kapısında çağırıldığımda şok girmiştim, yavaş yavaş ağlamaya başladığımda arada bir yanından kalkıp yüzümü yıkamaya gittim; hep hissetti! Anne ve evlat arasındaki bağ ne kadar güçlü imiş. Ben yıllardır, Bade’yi kucağıma alana kadar bu ve benzeri duyguları yaşamamışım öyle bir bıraktım ki kendimi sormayın gitsin... Bu konuda hislerimi yazsam roman olur herhalde ama konumuz fıtık!!!!!!!!

2-3 saat kadar bu şekilde ayılma dönemi sürdü. Saat 12 gibi yemeği geldi ama ne yemek ne içmek hiçbir şey istemedi. Çok sevdiği kavanoz meyvelerden ve en sevdiği kutu sütten yanıma almıştım, onları yedi. Söz verdiğimiz gibi hediyesini kurduk ve keyfi yerine geldi çok şükür...

Akşama doğru doktorumuz tekrar kontrole geldikten sonra çıkış işlemleri başladı. Kasığında bandajı ile evimize geldik. İlk akşam narkoz etkisiyle de olabilir yürümek, ayağa kalkmak bile istemedi. Bütün akşam yattığı yerden yeni oyuncağı işe oynadı. Ertesi gün çok daha iyiydi.

Hastane çıkışında 5 gün kadar duş yasağı ve 3 gün ağrı kesici reçetesiyle eve gelmiştik. Bütün kurallara saati saatine uyduk. 3 gün sonra pansuman için hastaneye gittik. Sol yumurtalıkta yine hafif şişlik olduğunu söyledim doktorumuza ama derinin zamanla kendini toparlayacağını söyledi içimiz rahatladı. Geniz eti kadar kolay olmasa da onun bir tık üstü olarak nitelenen yumurtalık fıtığı ameliyatını da böylece atlatmış olduk çok şükür. Siz de eğer böyle belirtilerle karşılaştıysanız ya da ameliyat önerildiyse panik olmayın, başarılı bir doktor ve iyi bir hastanede çözebilirsiniz. Ben araştırdığımda çocuklarla ilgili bu rahatsızlık hakkında bilgi bulamamıştım, ihtiyacı olanlara faydası olur umuyorum.




11 Temmuz 2019 Perşembe

Çocuklar ve Yetişkinler İçin Süt Tüketiminin Faydalarını İşledim

Gebelik ve emzirme dönemlerinde, bebeğin büyümesi ve gelişimi için gerekli vitaminlerin vücuda alınması ve bebeğin kemik gelişimi için süt tüketimi önemlidir. Ben de hamilelik dönemlerimde süt ve süt ürünlerini tüketmeye çok önem verdim. Süt tüketimi hamilelik ve doğum sonrası yaşanacak olası diş problemlerinin de önüne geçebiliyor.

Süt tüketimi sadece gebelik ve emzirme dönemiyle sınırlı kalmamalı. Sütte bulunan kalsiyum, protein, fosfor veB2 vitaminleri yaşamımızın her döneminde kemik sağlığının korunmasında etkili rol oynuyor. Sağlıklı bir yaşam, kaliteli bir hayat için hem çocuklarımız hem de kendimiz için günde en az 2 bardak süt ve 1 porsiyon süt ürünü tüketilmesi öneriliyor. Biz evimizde özellikle uyku öncesinde sütü çocuğumuza içirmeye önem veriyoruz. Böylece süt bütün diğer faydalarının yanında minikleri uykuya da hazırlıyor.

sütün yararı, günlük süt tüketimi


Biraz da rakamlarla sütü tanımak gerekirse... Bir bardak sütte (200 ml) yaklaşık 200-220 mg kalsiyum bulunuyor. Günlük yaşamımızda besinsel kalsiyumun neredeyse yüzde 70’i süt ve süt ürünlerinden geliyor.  

Son dönemlerde çevremdeki herkes hayat pahalılığından dert yanıyor. Oysa süt beslenmemizde en ucuz, en önemli ve yararlı kalsiyum kaynağını sunuyor. Bir yetişkinin günlük kalsiyum ihtiyacının 800 mg olduğunu düşünürsek, bunun tamamını yeşil yapraklı sebzeler veya pekmezin karşılaması mümkün değil. Bunu karşılamak için günde 6 adet marul, 4 bağ roka ya da 1 kilo kuru fasulye yemeniz gerekir ki, bir günde bu besinleri miktarlarda tüketmeniz çok zor bir ihtimal. Oysa 2 bardak süt ve 2 kase yoğurt tüketerek günlük kalsiyum ihtiyacımızın tamamını karşılayabiliriz.

Süt tüketirken karşımıza yağlı, yarım yağlı, yağsız süt sınıflandırması çıkıyor. Aslında sınıflandırma sadece içerdikleri yağ oranına göre yapılıyor. Yağlı sütler, yağ oranı azaltılmadan enerji miktarı korunmuş sütlerdir. Vücudumuz için gerekli olan A, D, E, K vitaminlerinin taşınmasını sağlar. Light/Yarım Yağlı sütler, tam yağlı sütteki yağın azaltılması ile üretilen sütlerdir. Hiçbir koruyucu veya katkı maddesi içermezler. Yağsız/Ekstra Light Sütler, diğer süt gruplarına göre sıfır yağ oranına sahip sütlerdir. Çok düşük kaloriye sahip oldukları için özellikle kilo problemi olanların tüketmesi önerilir. Kısacası, yağının azaltılması sütün besin değerini azaltmaz, sadece verdiği enerjinin azalmasına neden olur.

Süt tüketimi aynı zamanda kilo vermek isteyen kişiler için de önemli rol üstleniyor. Çünkü hem süt kişinin tokluk hissetmesini sağlıyor hem de yağ dokusunu azaltıyor. Yapılan araştırmalar sütün yağlanmayı azaltarak kilo kontrolü sağladığını, obeziteyi engellemek için de iyi bir besin olduğunu ortaya koyuyor.




  

28 Haziran 2019 Cuma

öpücük hastalığına yakalandık

Gün geçmiyor ki yeni bir hastalık türesin! Yeni yeni hastalık isimleri duyuyoruz. Bunlardan bir tanesi de “öpücük hastalığı” Size bu hastalığı nasıl fark ettiğimizi, nasıl doktora gittiğimizi anlatacağım ki size de ışık olsun, belirtileri görürseniz geç kalmadan doktorunuza danışırsınız. Tabi umuyorum ki hiç ihtiyacınız olmaz.

Bade okulların kapanması ile halsizleşti. Genelde yorgun, bir şey yapmak istemiyor, keyifsiz. Göz çevresi şişti biraz. Ben önce düzensiz uyku saatleri nedeniyle böyle oldu diye düşündüm. Geç yatıyor, erken kalkıyor, bazen de geç saatlere kadar uyuyor... Daha sonra sesi kısıldı Bade’nin! Gün boyunca sık sık terleyip bir gece de ateşi 38 dereceyi gösterince hemen doktorumuza gittik. 

Doktorumuz idrar tahlili, kan tahlili ve boğaz kültürü istedi. Testleri hemen yaptırdık ve bize öpücük hastalığı olduğunu bunun bir boğaz enfeksiyonu olduğunu söyledi. Çatal kaşık bardak kullanımı ile ya da hava yoluyla geçebileceğini söyledi. Ben muhtemelen okuldan geçmiş olabilir diye düşündüm. Hastalığın kuluçka dönemi de 2-4 hafta imiş zaten! 

İlaçlarımızı hemen kullanmaya başladık. Bir hafta sonra da kontrolü var. Bu süre içinde bol dinlenme,  bol sıvı alımı önerdi. Fiziksel aktivitelerden uzak durmamız gerekiyor. Dalak büyümesi ve karına olası bir darbe hastalığı tehlikeli hale dönüştürebiliyormuş. Aman dikkat! 
Çocuklar hiç hasta olmasın diliyorum...

27 Haziran 2019 Perşembe

Günebakan Kahvaltı - Yöresel kahvaltılar

Kadıköy’de bir kahvaltı mekanı önerisiyle geldim, işte geldim, buradayım! Kadıköy Boğa heykelini biliyorsanız mekanı size kolayca tarif edebilirim; yani epey merkezi bir konumda. Günebakan kahvaltıya bir kez arkadaşlarımla gittik, bahardı, havalar tan ısınmamıştı. Bir de ailecek gittik, havalar buz gibiydi, soğuktu. Yazmak ancak kısmet oldu.


Yöresel kahvaltılar


Günebakan Kahvaltı çeşit çeşit yöresel kahvaltı menüleri olan bir mekan. Sizin sevdiğiniz bir yöresel kahvaltıyı seçmeniz gerekiyor. Mesela Doğu Anadolu kahvaltısında kavurmalı yumurta var. Karadeniz kahvaltısında muhlama var. Hem de çok başarılı bir mıhlama ya da kuymak siz ne derseniz o! Boyoz seçenekli kahvaltı sanırım İzmir-Ege kahvaltısı idi. Pişili kahvaltı da vardı ama acaba hangi yöre olarak geçiyordu hatırlayamadım. Çünkü pişi bizim oralarda, Kırşehir’de çığırtma denir biraz daha puf puf kabarık ve daha ince olur. Sanırım her yörede ismi farklı. Akdeniz kahvaltısında kızarmış hellim vardı, ben Kıbrıs’ta tatmıştım bu lezzeti. Mekanda vegan kahvaltı da var.

Günebakan’da dikkatimi çeken bir şey de patates kızartmanın ev yapımı olması, malum Bade pek sever patates kızartması ve dışarıda isek mutlaka sipariş veririz, evde pek yapmıyorum da, ev yapımı bildiğimiz doğranmış patatesler gelince pek sevindik.



Günebakan lezzetli kahvaltılıkları; reçelleri annelerinden, peynirleri mandıradan geliyormuş. Hepsi de lezzetli ve taze! Çok ilginç reçel çeşitleri var. Kabak reçeli ve acı biber reçeli aklımda kalanlar. Ev yapımı fırından sıcacık çıkan ekmekleri de unuttum sanmayın; sıcak ekmek içine tere yağı ve peynir sevmeyen var mıdır? Yöresel lezzetler mis gibi!

Yöresel kahvaltılar

Hem arkadaşlarla hem ailecek iki gidişimde de memnun ayrıldım. Hem kahvaltı lezzetli hem de mekan güzel. Özellikle bahçeli olması benim için bir avantaj. Şehir içinde saklı bir bahçe gibi. Kahvaltıdan sonra kahvemizi bahçede aldık, çocuklar da biraz yaprak toprak falan gördü bu sayede:) şaka bir yana hem yöresel hem özenli hem de bahçeli bence fırsat verilmesi gereken mekanlardan Günebakan Kahvaltı tavsiye ederim. İnstagram hesapları da @gunebakan_istanbul Olric detaylı keyifli paylaşımlar yapıyorlar!


18 Haziran 2019 Salı

Köyde köy tavuğu bulamadık

Sizinle yaşadığımız enterasan bir olayı paylaşmak istedim. Köy tavuğu, gezen tavuk, özgür tavuk ne kadar kıymetli artık değil mi? Ben de köy tavuğu aradım en organiğinden ama bulamadım! Hem de köylerde aradım ama yok. 

Çocuklara pek tavuk yedirmiyorum, biz de pek yemiyoruz. Yani bizim evde tavuk çok sık yenmiyor son yıllarda... Geçen kış sömestr tatilinde Amasya’ya gittiğimizde birden aklıma geldi; burada imkan vardır çocuklara köy tavuğu yedireyim dedim. Güzelce haşlar suyunu çorbaya pilava kullanırım diye hayaller kurdum. Tavuk etini Berke zaten hiç ağzına koymuyor, Bade seviyor. 

Amasya’da yaşayan kayınvalideler birkaç sene için görev icabı ilçedeler. Orada tanıdığımız pek kimse olmayınca cesaret edemedim oralarda sormaya. Kayınvalide ve baba Suluova ilçesinin iki farklı köyünden... İkisinin köyüne de haber gönderdik; tavuk satan, mevcut tavuğunu kesip satmaya razı olan çıkmadı!! Asıl zorlarına güden şey tavuğu kestikten sonra yüzme aşamasıymış. Onu yapan bir teyze varmış ama artık yapmıyormuş. Neyse parası vereceğiz diyerek köylere tekrar haber saldık ama YOK cevabı aldık yine! 



Benim anlamadığım şey şu oldu: buralarda yaşayan insanlar kendileri için de mi tavuk yetiştirmiyor yani; sadece yumurta için birkaç tavuk belki, öyle mi? 
Maalesef hayvancılık azalmış ülkemizde, tarım zaten öyle... İnsanlar ya büyük çiftliklerde hayvancılık yapıyor ya da böyle haftada birkaç yumurta versin yeter diyerek gidiyor.
Köylerden olumsuz yanıt alınca dayanamadım sordum aracılara: onlar tavuğunu nereden alıyor, kendileri hiç kesmiyor mı dedim!!! Gelen cevap şok edici: onlar Bim’den alıyormuş!!!!! 

Hazır tüketim, fabrikasyon üretim... Allah sonumuzu hayretsin 

12 Haziran 2019 Çarşamba

Kırşehir’de düğün adetleri

Aile ve akrabalar bir arada gönül dolusu mutluluk❣️ Bu bayram sonu teyzemin oğlunun düğünü olunca soluğu Kırşehir’de aldık. Bayramın 3. günü kına gecesi ile başlayan program ertesi gün düğün ile devam ediyordu ve daha neler neler :))


Kırşehir’de düğün adetleri

Öncelikle biz kına günü öğle saatlerinde damat evine ulaştık belirteyim. Damat evinde kimse yoktu neredeyse, hanımlar kız evine hayırlı olsuna gitmişler! Yaz günü evin altındaki garaj serin mi serin, yemek servisi var, çay servisi var e daha ne olsun, bekledik hayırlı olsunu. Beklerken de bir ufak kaçamak yaptık. Kırşehir’de Gramafon Cafe’ye gittik, o da akrabamızın, hem de düğüne gelen kuzenim de orada imiş, hasret gidermece oldu.


Kırşehir Gramafon Cafe

Yaklaşık 2 saat sonra tekrar damat evinde idik. Bizimkiler hayırlı olsundan gelmişler. Bu sefer de kız tarafı geldi hayırlı olsun demeye; Kırşehir’de adet böyle imiş. Düğün yemeğinden ikram edildi, e biz de yedik bu vesileyle. Damat evinde menü neydi diye sorarsanız: yayla çorbası, bamya, pilav, salata, tulumba tatlısı. Menü güzeldi anlayacağınız... Kız tarafını uğurladıktan sonra biz de giyinip hazırlanmaya başladık, birkaç saat sonra kına için kız evinde olacağız malum! Bu arada yemekler, servis, çay vs hepsini yapan var, aşçı tutulmuş Allahtan yoksa biz nasıl yetişirdik!
Kına gecesi de gayet güzel oldu. Konvoy halinde gidildi, maytaplar biraz heyecan falan. Kına gecesinde Bade kuruyemişle mutluydu, Berke de pilli Thomas treni ile:)



Ertesi gün yani düğün günü kahvaltıya herkesi çağırdı teyzem ama biz evinde kaldığımız teyzemde yedik. Kınadan dönüşte benim midem bir bozuldu sormayın! Sabah peynir ekmek zeytin çay iyi geldi. Düğün 14-17 saatleri arasında olunca hemen kız almaya gittik. Kız almaya da yine konvoyla gidildi. Gelinimizi erkek kardeşi koluna girerek aşağı indirdi. Gelin arabasına bindi gelin ve damat; bu aşamada kısa bir hayırlı olsun duası yapıldı. Benim evden çıkışımdaki dua ya çok uzundu ya da bana öyle gelmişti. Hatta benim duamı teyzemin eşi yapmıştı diye hatırlıyorum. Onların düğününde eniştemin kardeşi yaptı. Gelin hanım epey ağlamış, gözleri dolu dolu idi evden çıkarken, dikkatimizden kaçmadı. Bade de bana sordu “anne gelin neden ağlamış” benim cevabım ise pek gecikmedi: gelinler hem ağlar hem gider kızım :)


Kırşehir’de düğün adetleri

Kırşehir’de düğün salonu inanılmaz ferahtı, ben şahsen bayıldım, misafirler herkes çok beğendi. Açık hava gibi çok yüksek tavanlı, üstünde tente, havadar, çocuklar için oyun ablası var, daha ne olsun... Oyunsuz, göbek havasız, halaysız bir düğün oldu. Canlı müzik vardı ama oynamalık değildi. Gelinle damadın merdivenlerden inişi, salonu selamlamaları, güvercin uçurmaları her detay çok şık çok özeldi. Biz sülale olarak fotoğraf çekmeyi de çekinmeyi de çok severiz. Düğün boyunca hadi tüm kuzenler, hadi tüm kızlar, hadi dayılarla yeğenleri, hadi teyzelerle yeğenler, hadi tüm aile diyerekten boy boy fotoğraflarımız oldu maşallah 







Düğünden sonra hep beraber teyzeme gittik, çünkü düğün yemeği yemeli idik. Tabi ben hariç! Eşim bu aşamada itiraz ediyor bana falan çok komedi, “düğün evine tekrar neden gidiyoruz, zaten yoruldular kaç gündür vs” ben de adetleri çok bilmiyorum ama çoğunluğa uyuyorum mecburen. Dayılarım, diğer teyzem de oraya gittikten sonra ben ne yapabilirim ki? Gelin yüzlerce yıllık adetleri değiştirelim mi diyeceğim yani, pes! Biz yine sülale halinde damat evinde, gelin ve damat da orada! Gelin ve damat hazırlanıp, çıktılar balayı yolcusu oldular...


Kırşehir’de düğün adetleri

Biz kuzenler de dışarıda bir kahve molası verip düğün evine dönüş yaptık! Yine yeniden! Çünküüüüü bir gelenek -aslında bir kış geleneği- TELTEL yapmak için geri döndük bu sefer! Teltel nedir bilir misiniz? Ev yapımı pişmaniye!!!
Kuzenim Meral, biz gençler de öğrenelim bu telteli diyince büyükler temel hazırlıkları yapmış, çevirip teltel haline dönüştürmesi ve afiyetle yemesi bize kalmış!!! Telteli kalabalıkta grup halinde çemberle yapma kısmı çok eğlenceli, o kısımda hep Bahadır bey dahil oldu, eşim olur, ben çocuklara baktım. Neyse ki yeme kısmında beni unutmadı:)
Ben en son 9-10 yaşlarımda sömestr tatilinde Kırşehir’e geldiğimizde yapıldığını hatırlıyorum hatta o günden bir de fotoğraf vardı bulabilirsem ekleyeceğim.
TELTEL yedikten sonra artık çıktık düğün evinden:))) nihayet :)


pişmaniye yapımı
bu karede ben yokum ama vekaleten eşim var :))




İşin özü, dolu dolu geçen iki gün akrabalara doymamıza yetmedi tabi ama hasret giderdik ve güzel anılar hatta bol bol fotoğraf biriktirmiş olduk. Annemin mezarını ziyaret ettik. Yanında anneannem, dedem, teyzem ve Enes’imiz... Mekanları cennet olsun inşallah. 


Kırşehir’de düğün adetleri
dede evinden dayı evinden çıkış 


Bu güzel düğünle bizlerin yüzünü güldüren yeğenim Fatih ve sevgili Nagihan’a ömür boyu mutluluklar dilerim.