Pembe düşlerimin beyaz ülkesinde
Ne gerçeği anlat ne de yalan söyle
Bitmeyen şarkılar, solmayan çiçeklerle
Zaman dursun kalalım el ele
Eski türk filmlerini çok severim. Özellikle 70li yıllardan olanları.
En sevdiğim yeşilçam filmleri Gülşen Bubikoğlu, Tarık Akan olanlar. Haksızlık etmeyeyim; Hulusi Kentmen, Adile Naşit, Münir Özkul, Perran Kutman ve daha nicelerini de unutmayayım.
Her izlediğimde hayallere daldığım, aşkın ve hayatın cilvesinde önce acı çeken sonra da mutlu son ile muradına eren aşkların filmleri. Arkadaşlık, fedakarlık, vefa timsalleri...
70li yılların filmlerinde uzun çiçekli elbiseler, maxi etek boyu, platform ayakkabılar ve sıcak bir gülümseme nostaljik duyguyu yansıtmaya yeterlidir. Böyle upuzun elbiseleri görünce aklıma hep yeşilçam filmleri gelir.
Hayallere dalarım, filmlerdeki sıcaklığı hissederim.
Bu beyaz uzun elbise de bana 70li yılların yeşilçam filmlerini anımsattı.
Çiçekli desenleri, etek boyunun uzunluğu ve uçlardan yukarı doğru dağılan çiçek desenleri ile tam bir nostalji elbisesi olsa da belden büzgülü üstü ile günümüz trendinde. Omuz detayı da ayrıca güzel.
Çiçekli desenleri, etek boyunun uzunluğu ve uçlardan yukarı doğru dağılan çiçek desenleri ile tam bir nostalji elbisesi olsa da belden büzgülü üstü ile günümüz trendinde. Omuz detayı da ayrıca güzel.
Ben de eski filmlerde olduğu gibi ayna uygulaması ile kendimi kopyaladım.
Nasıl olmuş :)
Yine o güzel filmlerden bir tanesi de Yaz Bekarı ve bu filmin unutulmaz sahnelerinden biri:
Tarık Akan ile Gülşen Bubikoğlu sahilde koşuyorlar.
Fonda da Şenay'dan Beyaz Ülke şarkısı:
Haydi gel gidelim benim ülkeme,
Sorgusuz cevapsız o güzelliğe...
Sevelim sevelim, isyan edelim
Kendinden çok hiç kimseyi sevmemişlere...
Gel gelelim gerçek dünya artık eski filmlerde olduğu kadar masum değil çoğu zaman.
İçimizdeki çocukluğu, masumiyeti hiç bir zaman kaybetmemek dileklerimle