27 Mart 2017 Pazartesi

Blog Yazarak Kazanmak

Blog yazarak para kazanmak hakkında Google'a sorduğunuzda size pek çok sonuç getirecektir. Benim yazım da bu sonuçlardan bir tanesi. Ancak öncelikli amacınız ''para kazanmak'' ise ya da para kazanmak için blog yazmak istiyorsanız diğer yazıları okumanızı öneririm. Ben blog yazarak kazanabilecekleriniz hakkında yazacağım...

blogger anne, blog açmak, blog yazmak

Özellikle son zamanlarda ünlü olmak, para kazanmak, hediyeler almak için açılan blogları siz de benim gibi sıklıkla görüyorsunuzdur diye düşünüyorum. 18.02.2013 günü bu amaçları düşünmeden sadece ''anı biriktirmek'' amacıyla açtığım blogum sayesinde pek çok şey kazandım. Keşke daha önce blog açsaydım dedim hep... Neden mi?

Blog yazarak kendi özel alanınızı yaratabilirsiniz.

Blog adresiniz sizin özel alanınızdır. Kendinizi ifade ettiğiniz, sorular sorduğunuz, anlatmak istedikleriniz için dilediğiniz gibi kullanabildiğiniz alanınız. En başta blog adresinizin adını siz belirlersiniz zaten. İçindekileri de siz oluşturur, geliştirirsiniz.


Blog yazarak anılarınızı canlı tutabilirsiniz.

Seneler öncesinden gezilerimizi bloga yazarak dönüp bakmayı çok severim. Hatta kızım 3-4 yaşında iken yaptığımız gezileri de blog sayesinde dün gibi hatırlıyor. Arada bir blog arşivini karıştırmak çok keyifli... İlk düşen diş, özel günler, seyahatler blogda muhafaza ediliyor.


Blog yazarak bilgi birikiminizi artırabilirsiniz.

Bir konu hakkında yazmadan önce uzmanların yazılarının okumak, kitap tavsiyelerini değerlendirmek sizi konu hakkında bilgi sahibi yapar. Kendi deneyimleriniz ile harmanlayıp yazıya döktüğünüzde sizin yaşadıklarınıza benzer şeyler yaşayanlar yazınızdan daha çok keyif alacaktır. Belki de bir kişinin tam aradığı şeyi siz yazmış olacaksınız, kim bilir?


Blog yazarak yeni arkadaşlar kazanabilirsiniz.

Blog yazmaya başladığım günden beri pek çok kişiyle tanıştım. Çoğu sanal alemde olmak üzere pek çok kişiye dokunabiliyor olmak, yorumları okumak bana çok şey kattı. Yaşadığım bir sıkıntı yada hamilelik dönemi hakkında yazdığımda sorunların ve sıkıntıların bana özel olmadığını görmek, yalnız olmadığımı bilmek beni rahatlatıyor. Aynı konuda farklı bakış açılarına sahip kişilerin yorumları da benim için çok değerli. Sağlam dostluklar kurabilirsiniz. Çocuklarınızla aynı yaşlarda çocukları olan kişilerle inanılmaz güzel bilgi ve deneyimler paylaşabilirsiniz. Siz arkadaşlık ederken çocuklarınız da sosyalleşebilir. 


Blog yazarak yeniliklerden çok daha kolay haberdar olursunuz.

Benim gibi televizyon seyretmeyen biriyseniz reklamlarla da ilişkiniz yoktur. Yeni çıkan bir ürün yada kitap hakkında mail kutunuza günde onlarca ileti düşebilir. İlginizi çeken davet ve lansmanlara katılarak hem bilgi sahibi olabilir hem de sosyal ağınızı genişletebilirsiniz. 


Blog yazarak içinizi dökebilirsiniz.

Yazı yazmanın rahatlatıcı etkisini bilirsiniz. Ben de okul yıllarından beri defter tutar, aklıma geldikçe yazardım. Mutluluğumu, sevincimi, sıkıntılarımı kağıda dökerdim. Artık bloga yazıyorum. Ben samimi oldukça gelen yorumların samimiyeti beni daha da mutlu ediyor.

Blog yazarak pek çok şey kazandım. Arkadaşlıklar, bilgi, sadık okuyucular, sosyal ortamlar ve elbette tecrübe... Her şey pespembe değil tabi ki; sosyal medya denince hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını da bilmeli. Tatlı tecrübelerin yanında arada ufak tefek de acı tecrübeler yaşadım. Ancak kazandıklarım, kaybettiklerimden çok daha fazla olduğu için blog yazmaya devam ediyorum.   Dediğim gibi, yazmak bana iyi geliyor...


blogger anneler, blog yazarı olmak

Eğer size de iyi geliyorsa yazmak ve anılarınızı biriktirmeyi seviyorsanız maddiyatı düşünmeden sıfır maliyetle blogunuzu açın derim... Sonrasında zaten diğer şeyler gelecektir....
Pek çok tanıdığıma, üniversite öğrencisine, anneye de destek olmuş, onları yeri geldiğinde yüreklendirmişimdir bu konuda. Sizin de blog açmak konusunda sorularınız olursa bana her zaman yazabilirsiniz...
Eğer ki önceliğiniz para kazanmak ise en başta da belirttiğim gibi diğer yazıları okuyup yola çıkmadan önce iki kez düşünün derim... 
Bir proje olarak şöyle bir profil sergileyeyim, iki yazı yayınlayayım, sosyal medyada aktif olayım, davetten davete koşayım, para kazanayım şeklinde hareket ederseniz samimiyetiniz eksik kalır. Maalesef böyle...
Profesyonel olarak blogger olmayı meslek olarak seçmek istiyorsanız yanlış yazıyı okudunuz, diğer sitelerden seo vs bilgilerini alabilirsiniz.  




21 Mart 2017 Salı

Baby&You dergisi Mart sayısı

Kardeş geliyor haberini nasıl vermeli???

Mart ayı Baby&You dergisi 50. sayfada Elif Style var!!!
Bu ay da Kardeş Geliyor haberini nasıl verdik anlattım... Her çocuk özeldir ve farklıdır. Eğer siz de ikinci bir çocuk ya da hatta üçüncü çocuğu düşünüyorsanız yazımı okumalısınız. Daha niyetine girerken evdeki çocuğu konuya hazırlamak gerekli diye düşünüyorum. Sizin yaklaşımınız çocuğunuzun hareketlerini ve tepkilerini oluşturmada önemli rol oynuyor. 
Çevre mi?
Aman dikkat!!! Herkes sizin kadar hassas olmayabilir. Kimi zaman ortama müdahale etmek gerekebilir...

kardeş geliyor haberini nasıl vermeli

Önümüzdeki ay ise kardeş geldikten sonra nelere dikkat ettik hakkında yazacağım. 
Görüşmek üzere...


17 Mart 2017 Cuma

en çok kullandığım makyaj ürünleri Flormar yeni seriler

Makyaj ürünleri denince gözleri fal taşı gibi açılan bir ben değilim herhalde. En çok kullandığım makyaj ürünlerinden bahsetmek istiyorum. Özellikle Flormar markasının yeni serilerinden makyaj çantama attığım ürünlerden favorilerim ile makyaj çantamı yeniledim.


Abartılı bir makyajı tercih etmiyorum. Günlük hayatta ne kadar makyaj yapılır ki? En önemli parçalar allık, göz kalemi, rimel, ruj ve oje benim için. Yüzüme her zaman fondöten ve pudra sürmüyorum bile. 
Flormar yeni seriler

Flormar Smokey Eyes

Yoğun siyah rengi yumuşak sürümü ile beğenimi kazandı. Ara ucunda bulunan dağıtma fırçası sayesinde buğulu gözleri yakalamak da çok kolay. Kalın bir kalem vuruşu yerine ince sürülmüş kalemleri daha çok beğeniyorum ben. Biraz kalın sürüp bir de fırçası ile dağıttım mı tam da buğulu görünümü yakalayabiliyorum. Suya dayanıklı bu kalemi çift fazlı göz makyaj temizleyiciler ile kolayca temizliyorum.


Flormar Satin Matte Allık

Allıkta kadifemsi ve mat bir görünüm arıyorsanız bu ürün ihtiyaçlarınızı çok da uygun bir fiyata karşılayabilir. Mat allıkların bazı renkleri şu anda Flormar'da indirimde. 10-15 TL'ye kadar düşmüş fiyatları! Toplamda serinin 6 farklı rengi var.
Benim kullandığım renk 06 Pink Brown hafif pembe, şeftali tonlarında. Mat görünüm benim hoşuma gidiyor. Renk tonu sayesinde belli belirsiz bir görünüm elde ediyorum. Paketindeki fırçayı maalesef kullanamıyorum. Henüz allık paketinden işe yarayan bir fırça çıktığını görmedim :)


Flormar Daily Party Kontür Kiti

Kontür, allık ve aydınlatıcıdan oluşan kitin 02 numarasını kullanıyorum. Allık şeftali tonlarında. Kontür ve aydınlatıcıyı uyguladıktan sonra allık ile son dokunuşu yapıyorum. Bu kit için de şu anda indirim var!! Uygun fiyatlı ve kullanışlı bir kit arıyorsanız tavsiye ederim. Bir de bronz tonlarda kiti var, bilginize.

Flormar Pop up serisi Make Up Primer

Eğer makyajımda bir fondöten ve pudra kullanacaksam öncesinde primer kullanırım. Daha önce başka bir marka kullanıyordum, o bittiği için artık bu ürünü deneyeyim dedim ve çok beğendim. Makyajın daha uzun süre ciltte kalıcı olması, gözenek görünümün azalması için kullanılıyor. Şeffaf yapıda oluyor primer ürünleri. Cildinize sürdüğünüz anda kadifemsi, yumuşacık ve pürüzsüz dokuyu hissedebilirsiniz. Primer sonrası fondöten ve pudra kullanıyorum böylece onlar da daha çok işe yaramış oluyor :) Pürüzsüz bir cilt makyajın ilk hedefi :)


Son olarak çok beğendiğim ve çantama attığım Flormar Care&Go dan bahsetmek istiyorum.
Flormar Care&Go tırnak ve tırnak etlerine çok kısa sürede ve inanılmaz pratik bir şekilde bakım yapıyor. Parmağınızı kutuya batırıp çevirmeniz yeterli! Nemlendirirken taze ve limon kokusu da ferahlatıyor. Bu ürünü çok sevdim inanılmaz pratik buldum. Bence seri ile sınırlı kalmamalı, devamlı bulunmalı bu ürün...

Aslında daha fazla ürün var kullandıklarım için yazabileceğim ancak başka bir yayında paylaşayım, siz de okumaktan yorulmayın :)











15 Mart 2017 Çarşamba

Kanser tedavilerinde deri, saç ve tırnaklardaki yan etkilerle nasıl baş edilir?

Geçtiğimiz hafta Avene Dermotoloji Laboratuvarları One Smile projesi hakkında bilgilendirici bir toplantıya katıldım.  Avène Dermatoloji Laboratuvarları’nın kemoterapi ve radyoterapi gören hastalarda yaşam kalitesinin iyileştirilmesini desteklemek amacıyla ortaya koyduğu One Smile “Cildiniz Gülümsesin” Projesi’nin Türkiye ayağı Pembe Hanım Kanserli Hasta ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’nin desteği ve işbirliğiyle yürütülmekte. 

Cildiniz Gülümsesin projesi, Avene Türkiye

One Smile “Cildiniz Gülümsesin” Projesi, Avène Dermatoloji Laboratuvarları’nın dermokozmetik bakım yöntemleriyle, onkoloji hastalarının yaşam kalitesinin iyileştirilmesini desteklemek amacıyla ortaya koyduğu bir girişimdir.



Günümüzde kanser tedavileri oldukça etkilidir. Uzun süreli remisyon dönemleri sağlarken, bazı yan etkilere neden olmaktadır. Bu yan etkilerle doğru şekilde baş edebilmek kanser tedavilerinden uzun süreli faydalanabilmeyi sağlar. Kanser tedavisinin neden olduğu bütün yan etkiler içerisinde özellikle gözle görünür olduğu için deri, saç ve tırnaklar önemsenmektedir.


Pierre Fabre Dermokozmetik Pazarlama Müdürü Simge Ertuncay toplantıda; “Pierre Fabre Dermokozmetik; kurulduğu günden bu yana benimsediği ‘Sağlıktan Güzelliğe’ sloganını her türlü faaliyetinde ön plana çıkarmaktadır. Avène Dermatoloji Laboratuarları her zaman tek bir temel hedefe odaklanır: İnsanların yaşam kalitelerini iyileştirmek. Bu nedenle dermatoloji ile güzelliği bir araya getiren aktiviteler yapar. One Smile “Cildiniz Gülümsesin” Projesi kanser tedavilerinin yarattığı fiziksel değişimlerle baş etmek ve savaşmak zorunda kalan kadın ve erkekleri hedefleyen bir eğitim projesidir. Kanser hastası olmak başlı başına bir mücadeledir. Bu zorlu hastalık ile baş etmeye çalışırken hastaların çok büyük bir kısmı kanser tedavilerinin cilt üzerinde yarattığı yan etkilerle de baş etmek zorunda kalmaktadır. Avène Dermatoloji Laboratuarları cilt üzerindeki yan etkilerle savaşan hastalara gülümsemelerini geri vermek amacı ile yola çıkmıştır. Yan etkileri doğru yönetmek hastaların yaşam kalitelerine katkı sağlayarak çoğu zaman tedaviye devamı kolaylaştırır. One Smile bilgilendirme ve eğitim projesinde hedef kitlemiz öncelikle kanser hastaları ve hastalar ile temas halindeki sağlık profesyonelleridir.” dedi.
One Smile “Cildiniz Gülümsesin” Projesi’nde Pembe Hanım Kanserli Hasta ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği ile birlikte, 2017 yılında hasta seminerleri ve eğitimler düzenleyerek kanser hastalarının bu yolculukta karşılaştıkları cilt üzerindeki problemlere ve bu problemlerin nasıl doğru yönetileceğine odaklanacağız. Hatta  bu yıl Haziran ayında bir hastamızı Avène Hidroterapi Merkezi’ne tedavi edilmek üzere göndereceğiz. Avène Hidroterapi Merkezi’ne gidecek olan hastanın Türkiye’deki takip ve kontrolleri Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Sibel Alper tarafından yapılmaktadır.

Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Sibel Alper; “Kanser tedavisinin deri, tırnak ve saçtaki olumsuz etkileri iyi bilinmektedir. Çok yararlı etkileri olan, geniş kapsamlı özel bakım ve dermo-kozmetik tedaviler sayesinde, bu olumsuz etkileri önlemek ve azaltmak mümkündür. Kanser tedavilerinin deri üzerindeki olumsuz etkilerini yönetmek, tedavinin bütünüyle etkili olmasını sağlayarak hastanın yaşam kalitesini yükseltmeyi sağlar’ diyerek konukları bilgilendirdi.

Deride kaşıntı:
Deri, saç ve tırnaklarda yan etkilerin en yaygın etkiler olduğunu ifade eden Alper; şiddetli ilaç reaksiyonlarında döküntüsüz kaşıntı, ürtiker(ısırganla temas edildiğinde oluşan döküntülere benzeyen kırmızı lekeler), tüm vücutta kırmızı döküntü ve güneşe karşı ani hassasiyet olabileceğini, aşırı şiddetli reaksiyonlarda ise yoğun kızarıklık, ateş, derinin ayrılması (kabarcıklar ve su toplaması (bül), gözlerde sızlama ve ağız ülserleri, kızarıklık ve püstüller oluştuğunu söyledi. Cilt çoğunlukla kepeklenir, pullanır ve sertleşir, yani kurur. Daha kuru bir cilt daha hassas olduğundan kaşıntı, gerilme ve cilt rahatsızlığı ona eşlik edebilir. Kuruluk veya kserozis, parmaklarda veya topuklardaki çatlaklar, çatlamış deri veya örneğin bacaklardaki çatlak deri ile belirgin hale gelebilir.

Saçlarda dökülme:
Saç dökülmesini, doktorlar “alopesi” olarak adlandırır, bazı kemoterapi formlarının tipik sonucudur. Bazı hedefe yönelik terapilerde de belirebilir. Bu durumlarda görülen alopesi genellikle kısmidir. Kemoterapiye bağlı alopesi başlangıçta hızlı ve şiddetlidir. Saçların tamamı veya tamamına yakın bir kısmı dökülür, ancak kafa derisi tamamen sağlıklı kalır. Kirpikler, kaşlar ve vücut tüyleri de etkilenir. Kemoterapi bitimini takip eden aylar içerisinde yeniden uzama gerçekleşir; genellikle saçın tamamı uzar. Yeni saç eski saçla aynı olabilir, ancak bazen daha az veya daha fazla kıvırcık, daha açık
veya daha koyu renkli gibi farklı da olabilir.

Tırnaklarda acı veren değişim:
Tırnaklarınızın rengi, kalınlığı, dokusu ve büyümesi önemli şekilde değişebilir. Tırnak kenarı enflamasyonu yüzünden canınız yanabilir. Bu durumda tırnaklarınıza bakım uygulamanız gerekmektedir.

Prof. Dr. Sibel Alper; “Kanser tedavisinin deri, tırnak ve saçtaki olumsuz etkilerini azaltmak için geniş kapsamlı özel bakım ve dermokozmetik tedaviler sayesinde, bu olumsuz etkileri önlemek ve azaltmak mümkündür. Cilt kuruluğunu önleyecek nemlendirici kremler, tırnaklarda hassas cilde uyumlu kremler kullanılması önerilir. Güneşten korunmak için yüksek dereceli SPF (50+) güneş koruyucuları kullanılmalı, su ve terlemeye dayanıklı hipoalerjenik, kokusuz güneş koruyucularını tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Pembe Hanım Kanserli Hasta ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği Başkanı Nevval Sevindi “Derneğimiz bizim gibi tedavi görmüş, çeşitli etkiler yaşamış, çözüm aramış hastaların kurduğu bir dernek. Derneğimizin amacı kanser hastalarının yaşam kalitesini arttırmaktır. Kanserden kurtulmak yetmiyor bedenen ve ruhen normalleşerek hayata devam etmek gerekiyor.

Kemoterapi ve radyoterapi gören hastalarda ciltte görülen kuruma çoğu zaman kaşıntıya ve yaşam kalitesi kaybına neden olmaktadır. Kaşıntıyı hafifletmenin yolu cildi nemlendirmektir. Uygun bir nemlendirici kullanılarak ciltte kaybolan nem sağlanabilir. Radyoterapi sonrası meme ve ciltte yanıkların tedavisi önemlidir. Cildimiz bizim dış dünya ile temasımız; onun güzelliği ve sağlığı bize psikolojik destek demektir.

Biz Pembe Hanım Kanserli Hasta ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği yönetimi olarak; deneyimlediğimiz cilt sorunları ile karşılaşan hastalarımızı doğru bilgilendirmek istiyoruz. Amacımız bu misyonu kalıcı hale getirmektir.”

Bu güzel proje için emeği geçenlere teşekkür ediyorum.



10 Mart 2017 Cuma

tatil sezonunu açıyorum!

Mart ayı tüm ışıltısıyla gelince, güneş tepede pırıl pırıl kendini gösterince tatil moduna girdim anında! Haziran ayı gelince, okullar tatil olduğunda görmek istediğim yerleri görmeye gideceğim diye kendi kendime söz vermiştim.

Hazır yaz geliyorken havalar da ısınıyorken erken rezervasyon fırsatlarından yararlanıp bir haftalık küçük bir tatil planı yaptım. Jolly Tur’u kullanarak hem otel hem de tatil rotası seçenlerin deneyimlerini dinlemiştim. Bilmiyorum aranızda kullanan var mı? Erkenden otel rezervasyonu ve bilet alma işlemlerini yapınca çok ekonomik oluyormuş. Bu aralar sezon açılmaya yakınken tatil fırsatlarında süper indirimler var. Eğer tatile gidecekseniz veya fırsat kolluyorsanız bakabilirsiniz. Bakınız ben daha okullar kapanmadan tatil bakmaya başladım bile!


jolly tur


Jolly Tur oteller olsun tatil merkezleri olsun uçak ve otobüs bileti olsun hepsinden kaliteli bir şekilde hizmet sunduğunu söylüyor. Açıkçası internetten bir şeyler alma konusunda biraz çekinceler yaşayan biriyim. Özellikle uçak bileti, otel rezervasyonu falan beni birazcık ürkütüyor. Ancak Jolly Tur bu konuda çok şey vaat ediyor. Ben her sene görmek istediğim yerler arasından seçim yaparak rotamı, tatil planımı oluşturuyorum. Bu sene de öyle olacak. Aslında Jolly Tur tur paketlerine baktığımda hem yurt içi hem de yurt dışında şahane turlar düzenlediklerini gördüm. Hatta tatil fırsatlarında hazır cazip indirimler varken bu turlardan birinden yararlanabilirim.

Şimdi yaz gelmeden rezervasyon yaptırınca ciddi anlamda iktisat yapıyorum ve belki de yaz sonunda da bir haftalık tatile daha gidebiliyorum. Jolly Tur’un mail listesine abone olduğum için fırsatlardan, indirimlerden ilk önce haberdar olan şanslı kişilerdenim. Hal böyle olunca hemen harekete geçerek senelik tatil programımı hazırlıyorum. Otel veya pansiyonlarda sıkıntı yaşamamak için araştırmak önemli.  Neden? Çünkü işini düzgün yapan insanların yönettiği bir siteden hizmet almak büyük kolaylık. Bu detayın ülkemizde ne denli önemli olduğunu bilirsiniz. Neyse benim anlatmamla olmaz, tatiliniz geldiyse Jolly Tur’u deneyebilirsiniz.

6 Mart 2017 Pazartesi

uyku düzeni mi? O da ne?

Bebekli anne için uyku düzeni hiç konuşulmuyor farkında mısınız? Bebeğine kavuşan anne uyku düzenine veda ediyor öyle değil mi? Eğer deliksiz uyuyan bir bebeğiniz varsa lütfen yazımın devamını okumayın :)


Bebeklerim dünyaya geldikten sonra -en az iki yıl- deliksiz uyku nedir bilemedim ben. Bir tanesi henüz 1 yaşında olduğun şu aralar uykuya hasretim. Siz de öyle misiniz, yalnız olmadığımı söyleyin bana lütfen... 
İlk aylarda evde yardımcıların, aile büyüklerinin olması nedeniyle bebek uyudukça uyumak oldukça mantıklı imiş. Ben bunu ikinci bebekte öğrendim! İlk bebeğimde babaannesi bizde kaldığında, 'bebek uyudukça uyu dinlen kızım' sözlerini pek dinlemedim maalesef. Hep bir hareket, hep bir şeyler yapma çabasında oldum. Sonuç: hep yorgun bir anne!
İkinci bebekte ise fırsatları değerlendirdim, bebek uyudukça uyudum, tabi ablası okulda ise! Abla evdeyse bebek uyuduğunda ona vakit ayırdım. Aklım başıma ikinci bebekte geldi. Eğer siz de taze bir anne iseniz yada hamile iseniz bebeğiniz doğduğunda fırsat buldukça uyumanızı öneririm. Zira ilerleyen günlerde zaten buna imkan bulamayacaksınız. 


anne itirafları

Aylar geçtikçe bünye alışıyor -mu- bilinmez ama süper güçler sayesinde uykusuzluğa alışabiliyorsunuz. Çok uykuyu sevmem, geç saatlere kadar da uyumazdım önceden ama şimdi ''bıraksalar öğlene kadar uyuyacağım'' modundayım. Her sabah erkenden uyandığımda bu akşam bebeğim uyur uyumaz yatacağım yatağıma, erkenden uyuyacağım desem de olmuyor, olamıyor. Evi toparlamak, ablası ile ilgilenmek, ertesi günün yemeği ve saire derken saat gece yarısını buluyor neredeyse...


İtiraf ediyorum:

Geçenlerde bebeğim birkaç saat deliksiz uyudu gece... Benim vücudum her saat başı uyanmaya alışmış olacak ki o uyurken sık sık uyanıp kontrol etmek için odasına gittim. Bir yandan da kendime kızdım, neden kalkıyorum, nasıl uyanıyorum diye! Dedim ya vücudum her saat başı uyanmaya alışmış artık!!!

İnternet üzerinden örnek bebek uyku düzenlerini inceliyorum zaman zaman. Umut dünyası :) Forumlarda bazı annelerin yorumlarına özenmiyor değilim. Bebeğim 2. ayından itibaren deliksiz uyuyor, dört aydır deliksiz uyuyoruz geceleri gibi yorumlar görünce özenmemek elde değil... Maşallah bebişlere...


Uyku rutini

Rutinlere önem veriyorum. Bebeğimi akşamları erken yatırıyorum. Erken uyanmasına takılmıyorum, ben de seviyorum erken kalkmayı ama gece birkaç saat deliksiz uyumak çok daha güzel olurdu değil mi? Neyse önemli olan sağlık, hasta olmasınlar da...
Bade de erkenden uyanırdı sabahları bebekliğinde. Ona biraz büyüdüğünde uyumak istediğinde sabahları erkenden uyandıracağımı söylerdim :) Şimdi kıyamıyorum onu uyandırmaya :) O da hala erkenci bir çocuk. 
anne itirafları


Diş çıkarma dönemleri

Özellikle yeni bir diş geliyorsa gecenin ortasında huzursuzlukla uyanan bir bebek ve uykusu olmasına rağmen uyuyamayan anne bebek ikilisinin perişanlığını tahmin edebiliyor musunuz? Ah bu diş çıkarma dönemleri... Gözünden uyku akıyor, uykuya dalamıyor... Böyle gecelerde huzursuzluğu olmasın da sık sık uyanmaya kalksın tercih ederim. 

Zor gecelerin sabahlarında bir fincan kahve iyi geliyor anneye! Ünlü düşünür İnstagram Efendi ne demiş: ''bebeğini uyutan anne kahvesini içer''
Anneler kahvesini içip. gözlerini ovuşturarak dağılan oyuncakları toplarken diğer yandan bebeğinin uyandığında yiyeceği öğününü hazırlar. Evet işte ben de tam böyle yapıyorum :)


Uyku eğitimi

Uyku eğitimi, bir uzmandan yardım alma gibi önerileriniz olabilir. Ben bu yazıyı uyku eğitimini düşünerek yazmadım. Sadece içimi dökmek istedim. Hiç bir şey dışarıdan gözüktüğü gibi değil. Tatlı, şirin, güler yüzlü bir bebeğiniz vardır; uykusu ve yemesi sorunsuzdur ama her günü bir değildir. Acısıyla tatlısıyla, iyi günüyle kötü günüyle anne olduysam her güne şükrediyorum, çok şükür. Uykusuzluktan şikayet etmiyorum sadece hissettiklerimi paylaşmaya çalışıyorum. Düzene gireceğini de biliyorum, yeter ki sağlık olsun. Başka anneler, yeni anneler kendilerini yalnız hissetmesin, hepimiz bu yollardan geçiyoruz öyle değil mi?

Deliksiz uykulara selam olsun, bir yaşı doldurduk. Yakında uykucu anneler ve çocuklar kulübüne gireceğiz biz de inşallah :)
Şimdilik uykusuzluğun da tadını çıkarıyoruz :))
Sevgiler...






3 Mart 2017 Cuma

İki Çocukla Hayat: yemek ve üst değiştirme

Bebekle hayat çok keyifli, gelsenize... İkinci bebeğim de olsa sanki ilk bebek gibi zorlandığım zamanlar oluyor. Özellikle üstünü giydirmek ve beslenme saatleri beni yorabiliyor zaman zaman. Anne olmadan bilemeyeceğiniz zorluklar var. Annelik her zaman toz pembe değil :) İşte bizim evin halleri:

bebekle hayat, videolu yazı, vlog

Güne erkenden başlamak zorlukların başında geliyor benim için. Zaten geç saatlere kadar uyuyan bir insan değilim ama gün ağarmadan uyanınca ne kadar erken yatarsam yatayım uykuma doyamıyorum. Tam kapasite enerji ile uyanmış yaramaz bebeğim ile güne erkenden başlıyoruz. Alt değiştirme ve pijamaları çıkarma işi için enerjik olmam lazım...  Eğer bebeğiniz benimki gibi giyinmeyi sevmiyorsa üstünü değiştirirken epey efor sarf edebiliyorsunuz.


Kahvaltı hazırlıkları keyifli, eğer kahvaltısını güzelce yerse Berke, ben de doymuş gibi oluyorum. Buz gibi çayım ile yanında bir şeyler atıştırabiliyorsam şanslıyım. Kahvaltı sonrası oyun saati başlıyor. Belki biraz ablanın odası ziyaret ediliyor, karıştırılıyor. Aman Bade duymasın, aramızda kalsın :) Bade biraz titiz olduğundan kardeşinin odasını dağıtmasından hiç hoşlanmıyor. Normalde kapalı olan kapı, ablası okulda ise bir süre açık kalabiliyor. Ancak Ali Berke'yi ablasının odasında yalnız bırakmam mümkün değil. O dağıtıyor ben bir yandan topluyorum. Küçük kardeş olmanın avantajlarından bir tanesi de ''bol oyuncak'' öyle değil mi? Ablasının havlayan, yürüyen köpeği ile oynamayı çözdü bile Berke! Elinde kumanda, köpek ile oynuyor. En çok da Barbie evini seviyor. Hem ilgisini çekiyor hem de karıştıracak çok şey var evde! Bade'nin de en hassas olduğu oyuncağı olduğundan yanından bir saniye bile ayrılamıyorum... O dağıtıyor ben topluyorum. Yeterince yorulduğunda uyku saati başlıyor... Bebek uyuduğunda annenin aklında türlü türlü soru: yemek mi yapsam, ortalığı mı toplasam, çamaşırları mı assam??? İlk aylarda bebeğim uyurken ben de uyuyordum ama artık bünye alıştı sanırım, uyumuyorum...
Öğleden sonra ablanın da okuldan gelmesiyle biraz beraber oynamaları beni dinlendiriyor. Onları oynarken görmek çok güzel. Zaten Ali Berke ablasının görür görmez çıldırıyor... Çooook seviyor. Ablası da onu...
Yemek saatleri ödev saatlerini kovalıyor ve akşam oluyor... 
Bebekle günlük hayat, neler yapıyoruz? Vidosunun aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
Çocuklar yemeklerini yedilerse, hasta değillerse bir de ablanın ödevleri tamamsa gelsin evin babası!!! Baba geldiğinde çocuklarla oyun oynarken anne yine faaliyetlerde...
Çocuklar uyuduktan sonra anne baba dinlenme saati ancak başlıyor...
Sizde durumlar nasıl?