makyaj ve bakım ürünlerini nasıl saklıyorsunuz?

Makyaj ve bakım ürünleri için zaafım var, evet. Almayı da kullanmayı da seviyorum. Ancak makyaj ürünlerini sonuna kadar kullanma şansım olmuyor. Çok sık makyaj yapmadığım ve makyaj ürünlerinin son kullanma tarihleri olduğundan bu malzemelerde dönem dönem değişiklik yapıyorum. Güzellik ürünlerini nasıl saklıyorsunuz? Son kullanma tarihlerine dikkat ediyor musunuz?

Makyaj malzemeleri ve bakım ürünlerini saklama koşullarını biliyor musunuz? 

*Öncelikle nemsiz ve kuru bir ortamda muhafaza etmek gerek! Çoğumuzun hatası makyaj malzemelerini banyoda saklamaktır. Banyo ortamı, nem ve ısı değişikliğine müsait olması nedeniyle ürünlerin kısa sürede bozulmasına ve formunun bozulmasına sebep olur.
*Yağ bazlı ürünler buzdolabında saklanırsa soğuktan sertleşir, kıvamları bozulur.
*İdeal ortamda ısı derecesi 25 derece kadar olmalı ve ışıktan uzak tutulmalıdır. Isı ve ışık bakterilerin üremesine sebep olarak içerik ve işlevlerini değiştirebilir. Eğer makyaj ürünleriniz oksitlenirse renkleri değişebilir, kuruyabilir ve işlevini yitirebilir.

Makyaj ürünlerinizi saklamak için öneriler:

Ürünleri karanlık ve nemsiz bir ortamda, oda sıcaklığında saklayınız. Koyu renkli bir makyaj çantası işinizi kolaylaştırabilir.
Kullanmadan önce ellerinizi yıkayarak bakteri geçişine karşı önlem alın.
Kullandıktan sonra kapağını kapatın.
Parfümlerinizi buzdolabında saklayabilirsiniz.
Sıcaklarda nemlendirici ve fondötenleri buzdolabında geçici olarak saklayabilirsiniz.

Ürünlerin kapağını açmadan önce son kullanma tarihlerini kontrol etmeyi unutmayın ve bu tarihleri ürünün üzerinde kalmasına dikkat edin. Kullanırken dikkatinizi çektiğinde tarihi yaklaşan ürünleri elinizden çıkarın.

1 yaş doğum günü partileri

Çocukluğumda hatırladığım en güzel anılardandır doğum günü partileri... Hem kendi partilerim hem de arkadaşlarımın partileri...

Her yıl arkadaşlarımı davet eder, o günü gönlümce eğlenerek geçirirdim. Doğum günüm 23.Ocak olduğundan sömestr tatilinin ilk cumartesi günü parti yapardık. Gelecek hediyeleri merak eder, pastanın hayalini kurar neredeyse uyuyamazdım bir gece öncesi! Doğum günü sabahında heyecanla evi süsler, annemin hazırladığı börek, kek, salata ikramları masaya yerleştirmesine yardım ederdim. Doğum günüm için alınan kıyafetleri giyer, anneme saçlarımı yaptırırdım. Doğum günü partileri saat 14'te başlardı ben küçükken. Saat yaklaşmaya başladıkça bende bir heyecan, gözüm kapıda... Arkadaşlarım geldikçe sevinir hemen oyunlara başlardık. Bizim zamanımızda müzik açılır dans edilirdi hep beraber. Dansa davet oynanırdı.

Orta okulun sonuna kadar parti anlayışımız birkaç ufak değişiklikle böyle devam etti. Tüm arkadaşlarımın partileri de benzer şekilde oldu. Heyecanlar, mum üflemeler ve hediyeler...

Şimdilerde ise doğum günü partileri -biraz- değişti. Konsept partiler popüler olurken mekan olarak artık ev tercih edenlerin sayısı giderek azalıyor. Organizasyon şirketi, palyaçolar, animasyonlar, gelenlere hatıra hediyeler, gelen hediyeler için görevli bir kişi, şeker hamurundan sanat eseri çakması pastalar, şekerleme masası, kostümler...

Biz doğum günlerimizde kendimiz eğlenirdik. Artık çocuklar birbiriyle iletişime geçmeyi hatta oyun kurmayı bilmediğinden ebeveynler de bunu meslek edinmiş kişilerden yardım alıyor. Artık o kadar yabancıyız ki birbirimize kına gecesinde pistte oynaması için ücret ödenen kişiler bulunuyor kostümleriyle!

İçinde yaşadığımız toplum ve heveslerimiz bizi bu duruma sürüklüyor. 
Mesela ben de Bade Bir Yaşında Partisi yapmıştım! 

Ebeveyn olmanın ilk heyecanı, mutluluğumuzu paylaşmak isteği ne derseniz deyin biz de bir yaş doğum günü telaşına kapılmıştık. Davetliler ve gelen çocuklar eğlendi tabi ki ama Bade daha bir yaşında olduğundan partiden hiç bir şey anlamamıştı. Sadece müziğe elleriyle eşlik etmişti. Palyaçodan korkmuştu! Yaşı itibariyle haliyle uykusu da gelmişti. Bir yaş doğum günü partisi çocuk için bir şey ifade etmiyor, anne baba ve davetliler için güzel oluyor. 

Şimdi yaş ilerledikçe parti beklentileri artıyor ve ebeveynler bu günümüz partilerine ayak uydurmaya çalışıyor. Çocukların eğlenceden anladıkları ''konsept partiler'' artık! Ciddi bir de pazar var bu konuda. 


Bakalım bu sene ne yapacağız? 
Parti yapacak mıyız, nasıl hazırlanacağız, 
Berke bir yaşında da diyecek miyiz?

Trafik Hayattır

Trafik hayattır!Doğuş Otomotiv ve Britax Römer ortak sosyal sorumluluk projesi kapsamında Üstün Dökmen'in de bizlere bilgiler aktardığı çok faydalı bir toplantıya katıldım. Öncelikle, toplumda trafik bilinci sorumluluğunun yerleşmesini hedefleyen bu projede emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Trafik Hayattır çatısı altında yürütülen proje kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü, belediyeler ve valiliklerle koordine olunarak ana okulları, kreşlerde anne-babalara ve çocuklara ayrı ayrı kurgulanan eğitimler veriliyor. Trafik Hayattır Trafikte Çocuk Güvenliği Projesi, her biri konusunda uzman akademisyenlerin danışmanlığıyla hazırlanan bilgilendirici metinler ve videolarla sosyal medyada destekleniyor. 
Trafik Hayattır sosyal sorumluluk projesi ile günlük hayatımızın vazgeçilmezi olan trafik ve trafikte güvenlik hakkında farkındalığın artırılmasında benim de bir katkım olsun, dinlediklerimi sizinle paylaşayım:

Veriler Şaşırtıcı

Araştırmalara göre üç büyük şehrimizde çocuk oto koltuğu kullanım oranı %23 olarak belirlenmiş!
Çocuk koltuğu kullananların %93 ü 0-3 yaştan sonra oto koltuğunu değiştirmiyor hatta kullanmayı bırakıyor!
Dünyada her gün 3500 inan, her 3 dakikada 1 çocuk yollarda hayatını kaybediyor!
Dünya Sağlık Örgütü 2013 raporuna göre Türkiye, trafik kazalarında ölüm oranının en yüksek olduğu Afrika'dan sonra ikinci sırada!
Türkiye'de kazalarda en çok hayatını kaybeden ikinci yaş grubu 5-14 yaş grubu olarak gösteriliyor!
Çocuk oto koltuğu kullananların %2 si yasal zorunluluk sebebiyle kullanmayı tercih ederken, her 3 kişiden 2'sinin çocuk koltuğu kullanımıyla ilgili yasal düzenlemeyi bilmiyor olması da şaşırtıcı!
Ölümlü kazalarda en önemli unsur aşırı hız, alkollü araç kullanma, emniyet kemeri takmama, çocuk koltuğu kullanmama olarak belirlenmiş!

''Çocuğum oto koltuğuna oturmuyor''

Profesör Doktor Üstün Dökmen, çocukların araç içinde çocuk koltuğuna oturmaları için annelere tavsiyelerde bulundu. Öncelikle çocuğunuzun arkadaşı değil, ebeveynsiniz diyor. Çocuğunuzun zaten bir sürü arkadaşı olacak ama bir tane annesi ve babası olacak.
Sınırlar her zaman olmalı, Hayır, hayırdır... Bu konuda tutarlı olmalı ebeveynler. Sizin hayır dediğiniz konuda çocuğunuz ağlıyor ve sizin hayırınız evete dönüşüyorsa, sınırlar yok demektir...
Tanıtım filmini izleyebilirsiniz.



Hayır cevabınızı da yumuşak bir dille söyleyebilirsiniz. Üstün Dökmen her insanın, herkesin bir frekansı vardır diyor. Hatta Devenin Gözyaşları filmini anlattı bize, herkes için uygun bir frekans vardır, mesele onu bulabilmekte...
Çocuğum oto koltuğuna oturmuyor,
çocuğum derslerini yapmıyor,
çocuğum yatağında yatmıyor vs
Peki siz sınırları koydunuz mu? Çocuk için uygun ortamı hazırladınız mı?
Soruyor Üstün hoca bizlere... Oto koltuğunu, öğretmeni yada çocuğu suçlamak yerine siz çocuk için ortamı hazırlasanız, sınırları koysanız daha iyi olmaz mı?
Bir de bize/bana bir şey olmaz düşüncesi var ki; hepimiz ölümlüyüz... Siz kemerinizi bağlayın ki çocuğunuz da görsün.

Britax Römer yetkilileri de oto koltuğunda dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi. Çocuğun boy ve kilosuna uygun oto koltuğu seçmenin önemini vurguladı. Oto koltuğu alırken ikinci el tercih etmememizi önerdi. 

Doğuş Otomotiv'in 2004 yılından beri trafik ve trafikte güvenlik bilincini artırmak amacıyla yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi hakkında daha detaylı bilgiye http://www.trafikhayattir.com/ dan ve sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz. Facebook/ Trafik Hayattır sayfasında ise yeni ve bilgilendirici videolar yayınlanıyor, sayfayı beğenirseniz karşınıza çıkan videolar size de çok şey katacak.

ek gıdaya geçiş seminerine katıldık

Bebeğimin 6. ay kontrolünde doktoru artık ek gıdaya başlamamız gerektiğini söyledi. Bir liste hazırladı ve neler yapacağımızı anlattı. Bir haftalık denemeden sonra sevgili arkadaşım Esra'nın kapısını çaldım yine. Bebeimgeliyor sitesi sahibi Esra'nın Bostancı'daki merkezinde ek gıdaya geçiş seminerine katıldık.

Hamilelik boyunca ve doğum sonrası Esra'ya pek çok konuda danıştım. Sağ olsun Esra hep güzel bilgileriyle aydınlattı beni. Bostancı'da bulunan Ertuğrul Danışmanlık isimli merkezinde çeşitli konularda seminerler veriyor. Bizim katıldığımız ilk semineri ek gıdaya geçiş üzerine oldu. Berke'nin de ilgisini çekti konu  :)))))
Bade de bebeğiyle katıldı :))

Ek Gıdaya Geçiş Semineri'nde bahsedilen temel konular ise şöyle;

-Ek gıdalara neden başlanır?
-Ek gıdalara ne zaman başlanmalıdır?
-Anne sütü alan bebeğe 4. Aydan sonra ek gıda başlanmalı mı?
-Anne sütü alan bebek, 6-12 ayılık dönemde nasıl beslenmeli?
-Ek gıdalara başlayınca anne sütü azalırsa ne olacak?
-Ek gıdalara başlarken dikkat edilecek konular nelerdir?
-Bebek ek gıda istemezse ne yapılabilir?
-Pürtüklü gıda alırken bebek öğürürse ne yapılabilir?
-Acaba blender kullanmalı mıyım?
-Diş çıkarma döneminde ne yapmalı?
-Ek gıdalara başlandığında anne-bebek ilişkisi
-Bebek ne zaman kaşık kullanmaya başlanmalı?
-3 gün kuralı
-Devam sütleri, kaşık mamaları hakkında bilmeniz gerekenler
-Örnek tarifler 

Bir de katılımcı annelerin sorularını yanıtlıyor ki bu bölümde biz annelerin ne kadar da çok sorusu varmış dedim :)
Semineri bebeğimle dinledim. Diğer anneler de bebekleriyle gelmişti. Merkezde bebek alt değiştirme odası, mutfak, yoga odası gibi çeşitli imkanlar mevcut. Bebeklerin ve annelerin kaynaşması için harika bir ortam...

Ek gıdaya başlarken amaç, bebeğin erişkin diyetinde yer alan besinlere bilinen tatlarıyla alıştırılmasıdır. Bir yaşına kadar her türlü yiyeceğin lezzetine alıştırılmış bir bebekte iştahsızlık az görülür.

Siz de dilerseniz bebeğinizle bu seminere ve daha fazlasına katılabilirsiniz. İnstagram'da @bebeimgeliyor sayfasını takip ederseniz seminer takviminden haberdar olursunuz. 
İstanbul dışında iseniz Esra'nın internet sitesi bebeimgeliyor.blogspot.com.tr dan faydalanabilirsiniz.

Biz anneler bebeklerimiz için en iyisini yapmak istiyoruz...

Babyjem 8 yaşında!!!

Bebek aksesuarları ve tekstili ile yıllardır biz anneler ve bebekleriyle olan Babyjem 8 yaşını yine anneler ve bebekleriyle kutladı. Güneşli bir pazar sabahı Babyjem 8 yaşında partisi için bir araya geldik. 

Bade partiye giderken doğum günü sahibi kız mı erkek mi diye sordu. 
Bir de danslı bir parti mi acaba dedi tabi ki!!! Söz konusu bir doğum günü partisi ise kostümsüz gitmemiz mümkün değil, elbette Elsa kostümü 

Babyjem annelerin hayatını kolaylaştırırken bebekler için konfor sağlayan ürünler sunuyor bize. Bade'nin bebekliğinde kullandığım ilk Babyjem ürünü ''Cam Rende'' idi. Farklı ürünlerini de kullandık. Banyo küveti, önlükleri... Aradan 6 yıl geçmiş ve bir bebeğimiz daha olduğunda yine karşımıza çıkan, tanıdığımız marka Babyjem, bu 6 yıl içinde boş durmamış, ürün gamını epey genişletmiş... 
Annelerin ihtiyaçlarını yakından takip eden Babyjem Ar-Ge departmanı, ürün çeşitlerini, bebek sağlığına ve rahatlığına öncelik vererek artırmış ve geliştirmiş. 

Banyo ürünleri, çeşit çeşit mama önlükleri, anne ve hamile ürünleri, bebek güvenlik kitleri, hem kızlara hem erkeklere şık patikler, zıbın setleri, kullanışlı müslin örtüler, bebek yastıkları, nevresim takımları, bebek taşıyıcıları Babyjem ürünlerinden bazıları...
Fistolu bebek kilotu tam kız bebeklerine göre :)

Bebek bakımı için ihtiyaçlarımıza uygun kaliteli ürünleri ulaşılabilir fiyatlarda pek çok bebe mağazasında, zincir marketlerde bizlere sunan Babyjem'in yeni yaşı kutlu olsun!

Bu güzel güne dair videomuzu ise youtube/bademlebuduk kanalımızdan izleyebilirsiniz.

Babyjem ürünlerinde bebek sağlığına ve rahatlığına öncelik vererek sektörde yüksek kalite de üretime ulaşmıştır.

Annelerin ve 0-3 yas arası bebeklerin ihtiyaçlarını sürekli olarak yakından takip eden Baby Jem Ar-ge departmanı, ürün çeşidini her gün biraz daha geliştirerek, arttırmaktadır. BabyJem bebek bakımının ve sağlığının gerektirdiği sorumluluğu bilerek, kaliteli ürünü ulaşılabilir fiyatlarda müşterilerine sunmak için çalışmalarına devam etmektedir. Türkiye’nin seçkin bebe mağazalarında ,zincir marketlerde ve yurt dışında birçok ülkede son tüketiciyle buluşmaktadır. Vizyonumuz, kalitemizi ülkemizde ve dünyada daha fazla anne ve bebeğe ulaştırmaktır.