28 Haziran 2019 Cuma

öpücük hastalığına yakalandık

Gün geçmiyor ki yeni bir hastalık türesin! Yeni yeni hastalık isimleri duyuyoruz. Bunlardan bir tanesi de “öpücük hastalığı” Size bu hastalığı nasıl fark ettiğimizi, nasıl doktora gittiğimizi anlatacağım ki size de ışık olsun, belirtileri görürseniz geç kalmadan doktorunuza danışırsınız. Tabi umuyorum ki hiç ihtiyacınız olmaz.

Bade okulların kapanması ile halsizleşti. Genelde yorgun, bir şey yapmak istemiyor, keyifsiz. Göz çevresi şişti biraz. Ben önce düzensiz uyku saatleri nedeniyle böyle oldu diye düşündüm. Geç yatıyor, erken kalkıyor, bazen de geç saatlere kadar uyuyor... Daha sonra sesi kısıldı Bade’nin! Gün boyunca sık sık terleyip bir gece de ateşi 38 dereceyi gösterince hemen doktorumuza gittik. 

Doktorumuz idrar tahlili, kan tahlili ve boğaz kültürü istedi. Testleri hemen yaptırdık ve bize öpücük hastalığı olduğunu bunun bir boğaz enfeksiyonu olduğunu söyledi. Çatal kaşık bardak kullanımı ile ya da hava yoluyla geçebileceğini söyledi. Ben muhtemelen okuldan geçmiş olabilir diye düşündüm. Hastalığın kuluçka dönemi de 2-4 hafta imiş zaten! 

İlaçlarımızı hemen kullanmaya başladık. Bir hafta sonra da kontrolü var. Bu süre içinde bol dinlenme,  bol sıvı alımı önerdi. Fiziksel aktivitelerden uzak durmamız gerekiyor. Dalak büyümesi ve karına olası bir darbe hastalığı tehlikeli hale dönüştürebiliyormuş. Aman dikkat! 
Çocuklar hiç hasta olmasın diliyorum...

27 Haziran 2019 Perşembe

Günebakan Kahvaltı - Yöresel kahvaltılar

Kadıköy’de bir kahvaltı mekanı önerisiyle geldim, işte geldim, buradayım! Kadıköy Boğa heykelini biliyorsanız mekanı size kolayca tarif edebilirim; yani epey merkezi bir konumda. Günebakan kahvaltıya bir kez arkadaşlarımla gittik, bahardı, havalar tan ısınmamıştı. Bir de ailecek gittik, havalar buz gibiydi, soğuktu. Yazmak ancak kısmet oldu.


Yöresel kahvaltılar


Günebakan Kahvaltı çeşit çeşit yöresel kahvaltı menüleri olan bir mekan. Sizin sevdiğiniz bir yöresel kahvaltıyı seçmeniz gerekiyor. Mesela Doğu Anadolu kahvaltısında kavurmalı yumurta var. Karadeniz kahvaltısında muhlama var. Hem de çok başarılı bir mıhlama ya da kuymak siz ne derseniz o! Boyoz seçenekli kahvaltı sanırım İzmir-Ege kahvaltısı idi. Pişili kahvaltı da vardı ama acaba hangi yöre olarak geçiyordu hatırlayamadım. Çünkü pişi bizim oralarda, Kırşehir’de çığırtma denir biraz daha puf puf kabarık ve daha ince olur. Sanırım her yörede ismi farklı. Akdeniz kahvaltısında kızarmış hellim vardı, ben Kıbrıs’ta tatmıştım bu lezzeti. Mekanda vegan kahvaltı da var.

Günebakan’da dikkatimi çeken bir şey de patates kızartmanın ev yapımı olması, malum Bade pek sever patates kızartması ve dışarıda isek mutlaka sipariş veririz, evde pek yapmıyorum da, ev yapımı bildiğimiz doğranmış patatesler gelince pek sevindik.



Günebakan lezzetli kahvaltılıkları; reçelleri annelerinden, peynirleri mandıradan geliyormuş. Hepsi de lezzetli ve taze! Çok ilginç reçel çeşitleri var. Kabak reçeli ve acı biber reçeli aklımda kalanlar. Ev yapımı fırından sıcacık çıkan ekmekleri de unuttum sanmayın; sıcak ekmek içine tere yağı ve peynir sevmeyen var mıdır? Yöresel lezzetler mis gibi!

Yöresel kahvaltılar

Hem arkadaşlarla hem ailecek iki gidişimde de memnun ayrıldım. Hem kahvaltı lezzetli hem de mekan güzel. Özellikle bahçeli olması benim için bir avantaj. Şehir içinde saklı bir bahçe gibi. Kahvaltıdan sonra kahvemizi bahçede aldık, çocuklar da biraz yaprak toprak falan gördü bu sayede:) şaka bir yana hem yöresel hem özenli hem de bahçeli bence fırsat verilmesi gereken mekanlardan Günebakan Kahvaltı tavsiye ederim. İnstagram hesapları da @gunebakan_istanbul Olric detaylı keyifli paylaşımlar yapıyorlar!


18 Haziran 2019 Salı

Köyde köy tavuğu bulamadık

Sizinle yaşadığımız enterasan bir olayı paylaşmak istedim. Köy tavuğu, gezen tavuk, özgür tavuk ne kadar kıymetli artık değil mi? Ben de köy tavuğu aradım en organiğinden ama bulamadım! Hem de köylerde aradım ama yok. 

Çocuklara pek tavuk yedirmiyorum, biz de pek yemiyoruz. Yani bizim evde tavuk çok sık yenmiyor son yıllarda... Geçen kış sömestr tatilinde Amasya’ya gittiğimizde birden aklıma geldi; burada imkan vardır çocuklara köy tavuğu yedireyim dedim. Güzelce haşlar suyunu çorbaya pilava kullanırım diye hayaller kurdum. Tavuk etini Berke zaten hiç ağzına koymuyor, Bade seviyor. 

Amasya’da yaşayan kayınvalideler birkaç sene için görev icabı ilçedeler. Orada tanıdığımız pek kimse olmayınca cesaret edemedim oralarda sormaya. Kayınvalide ve baba Suluova ilçesinin iki farklı köyünden... İkisinin köyüne de haber gönderdik; tavuk satan, mevcut tavuğunu kesip satmaya razı olan çıkmadı!! Asıl zorlarına güden şey tavuğu kestikten sonra yüzme aşamasıymış. Onu yapan bir teyze varmış ama artık yapmıyormuş. Neyse parası vereceğiz diyerek köylere tekrar haber saldık ama YOK cevabı aldık yine! 



Benim anlamadığım şey şu oldu: buralarda yaşayan insanlar kendileri için de mi tavuk yetiştirmiyor yani; sadece yumurta için birkaç tavuk belki, öyle mi? 
Maalesef hayvancılık azalmış ülkemizde, tarım zaten öyle... İnsanlar ya büyük çiftliklerde hayvancılık yapıyor ya da böyle haftada birkaç yumurta versin yeter diyerek gidiyor.
Köylerden olumsuz yanıt alınca dayanamadım sordum aracılara: onlar tavuğunu nereden alıyor, kendileri hiç kesmiyor mı dedim!!! Gelen cevap şok edici: onlar Bim’den alıyormuş!!!!! 

Hazır tüketim, fabrikasyon üretim... Allah sonumuzu hayretsin 

12 Haziran 2019 Çarşamba

Kırşehir’de düğün adetleri

Aile ve akrabalar bir arada gönül dolusu mutluluk❣️ Bu bayram sonu teyzemin oğlunun düğünü olunca soluğu Kırşehir’de aldık. Bayramın 3. günü kına gecesi ile başlayan program ertesi gün düğün ile devam ediyordu ve daha neler neler :))


Kırşehir’de düğün adetleri

Öncelikle biz kına günü öğle saatlerinde damat evine ulaştık belirteyim. Damat evinde kimse yoktu neredeyse, hanımlar kız evine hayırlı olsuna gitmişler! Yaz günü evin altındaki garaj serin mi serin, yemek servisi var, çay servisi var e daha ne olsun, bekledik hayırlı olsunu. Beklerken de bir ufak kaçamak yaptık. Kırşehir’de Gramafon Cafe’ye gittik, o da akrabamızın, hem de düğüne gelen kuzenim de orada imiş, hasret gidermece oldu.


Kırşehir Gramafon Cafe

Yaklaşık 2 saat sonra tekrar damat evinde idik. Bizimkiler hayırlı olsundan gelmişler. Bu sefer de kız tarafı geldi hayırlı olsun demeye; Kırşehir’de adet böyle imiş. Düğün yemeğinden ikram edildi, e biz de yedik bu vesileyle. Damat evinde menü neydi diye sorarsanız: yayla çorbası, bamya, pilav, salata, tulumba tatlısı. Menü güzeldi anlayacağınız... Kız tarafını uğurladıktan sonra biz de giyinip hazırlanmaya başladık, birkaç saat sonra kına için kız evinde olacağız malum! Bu arada yemekler, servis, çay vs hepsini yapan var, aşçı tutulmuş Allahtan yoksa biz nasıl yetişirdik!
Kına gecesi de gayet güzel oldu. Konvoy halinde gidildi, maytaplar biraz heyecan falan. Kına gecesinde Bade kuruyemişle mutluydu, Berke de pilli Thomas treni ile:)



Ertesi gün yani düğün günü kahvaltıya herkesi çağırdı teyzem ama biz evinde kaldığımız teyzemde yedik. Kınadan dönüşte benim midem bir bozuldu sormayın! Sabah peynir ekmek zeytin çay iyi geldi. Düğün 14-17 saatleri arasında olunca hemen kız almaya gittik. Kız almaya da yine konvoyla gidildi. Gelinimizi erkek kardeşi koluna girerek aşağı indirdi. Gelin arabasına bindi gelin ve damat; bu aşamada kısa bir hayırlı olsun duası yapıldı. Benim evden çıkışımdaki dua ya çok uzundu ya da bana öyle gelmişti. Hatta benim duamı teyzemin eşi yapmıştı diye hatırlıyorum. Onların düğününde eniştemin kardeşi yaptı. Gelin hanım epey ağlamış, gözleri dolu dolu idi evden çıkarken, dikkatimizden kaçmadı. Bade de bana sordu “anne gelin neden ağlamış” benim cevabım ise pek gecikmedi: gelinler hem ağlar hem gider kızım :)


Kırşehir’de düğün adetleri

Kırşehir’de düğün salonu inanılmaz ferahtı, ben şahsen bayıldım, misafirler herkes çok beğendi. Açık hava gibi çok yüksek tavanlı, üstünde tente, havadar, çocuklar için oyun ablası var, daha ne olsun... Oyunsuz, göbek havasız, halaysız bir düğün oldu. Canlı müzik vardı ama oynamalık değildi. Gelinle damadın merdivenlerden inişi, salonu selamlamaları, güvercin uçurmaları her detay çok şık çok özeldi. Biz sülale olarak fotoğraf çekmeyi de çekinmeyi de çok severiz. Düğün boyunca hadi tüm kuzenler, hadi tüm kızlar, hadi dayılarla yeğenleri, hadi teyzelerle yeğenler, hadi tüm aile diyerekten boy boy fotoğraflarımız oldu maşallah 







Düğünden sonra hep beraber teyzeme gittik, çünkü düğün yemeği yemeli idik. Tabi ben hariç! Eşim bu aşamada itiraz ediyor bana falan çok komedi, “düğün evine tekrar neden gidiyoruz, zaten yoruldular kaç gündür vs” ben de adetleri çok bilmiyorum ama çoğunluğa uyuyorum mecburen. Dayılarım, diğer teyzem de oraya gittikten sonra ben ne yapabilirim ki? Gelin yüzlerce yıllık adetleri değiştirelim mi diyeceğim yani, pes! Biz yine sülale halinde damat evinde, gelin ve damat da orada! Gelin ve damat hazırlanıp, çıktılar balayı yolcusu oldular...


Kırşehir’de düğün adetleri

Biz kuzenler de dışarıda bir kahve molası verip düğün evine dönüş yaptık! Yine yeniden! Çünküüüüü bir gelenek -aslında bir kış geleneği- TELTEL yapmak için geri döndük bu sefer! Teltel nedir bilir misiniz? Ev yapımı pişmaniye!!!
Kuzenim Meral, biz gençler de öğrenelim bu telteli diyince büyükler temel hazırlıkları yapmış, çevirip teltel haline dönüştürmesi ve afiyetle yemesi bize kalmış!!! Telteli kalabalıkta grup halinde çemberle yapma kısmı çok eğlenceli, o kısımda hep Bahadır bey dahil oldu, eşim olur, ben çocuklara baktım. Neyse ki yeme kısmında beni unutmadı:)
Ben en son 9-10 yaşlarımda sömestr tatilinde Kırşehir’e geldiğimizde yapıldığını hatırlıyorum hatta o günden bir de fotoğraf vardı bulabilirsem ekleyeceğim.
TELTEL yedikten sonra artık çıktık düğün evinden:))) nihayet :)


pişmaniye yapımı
bu karede ben yokum ama vekaleten eşim var :))




İşin özü, dolu dolu geçen iki gün akrabalara doymamıza yetmedi tabi ama hasret giderdik ve güzel anılar hatta bol bol fotoğraf biriktirmiş olduk. Annemin mezarını ziyaret ettik. Yanında anneannem, dedem, teyzem ve Enes’imiz... Mekanları cennet olsun inşallah. 


Kırşehir’de düğün adetleri
dede evinden dayı evinden çıkış 


Bu güzel düğünle bizlerin yüzünü güldüren yeğenim Fatih ve sevgili Nagihan’a ömür boyu mutluluklar dilerim.