Sizin için bir gün, 24 saat yetiyor mu? Yetmiyor bana... Sabah uyandığımda akşam erkenden uyuyacağım derken gün içinde yapmayı planladıklarım, yapmak istediklerim tamamlanmamış oluyor çoğunlukla. Ben mi yetmiyorum, zaman mı az, benim yapmak istediklerim mi fazla derken bir gün daha bitiyor.
''Ah, kimselerin vakti yokDurup ince şeyleri anlamaya''
Aslında minimum beklenti maksimum mutluluk öyle değil mi? Çocukların öz bakımları hariç onlarla özel zaman geçirmek istiyorum. Bade ile evcilik oynamak, Berke ile etkinlikler yapmak, gün içinde biraz kitap okumak, birkaç kişiyi aramayıp telefonda görüşmek, hatır sormak vs...
Hal böyle olunca koşturmaca arasında atladıklarım oluyor. Ne zamandır görüşmediğim arkadaşımı arayamıyorum, Bade ile istediği kadar oynayamıyorum. Ve tabi ki öncelik sırasına göre ertelenenler ertelenenler...
''Ah, kimselerin vakti yokDurup ince şeyleri anlamaya, şükretmeye vaktimiz var mı? Kimi zaman aklımıza bile gelmiyor durup halimize şükretmek! Bazen birkaç mısrada, çoğu zaman okuduğum notlarda iki dakika uzaklara dalıyorum. Şükür ediyorum. Bu koşturmaca beni yorsa da şükür sebeplerim o kadar fazla ki... Geçen gün eskiden uyguladığım bir yöntem geldi aklıma: önüme bir kağıt kalem alıp yazmaya başladım. Beni o anda zorlayan şey neydi? Peki bunun ödülü neydi? Baktım ki artıları daha fazla! Daha çok şükretmeli daha çok sevmeliyim yaşadığım anı. Bunu fark etmek her zaman kolay olmuyor elbette ama yaşadığımız her an şükür sebeplerimiz o kadar çok ki...Durup ince şeyleri anlamaya''
Hayatın ince detaylardan oluştuğunu hatırlamak, incelikleri görebilmek gerek. Beklentileri bir kenara bırakıp an'a odaklanmak... Keşke her zaman yapabilsek... Ben çoğu zaman unutuyorum bunları. Bugün önümde kağıt kalem yerine blogum ve yazdım içimden geçenleri. Okuduğum iki mısra bana bunları yazdırdı. Belki siz de okuduğunuzda kendi şükür sebeplerinizi hatırlayacaksınız. Belki ben unuttuğumda ya da kendimi güçsüz hissettiğimde açıp okuyacağım, kim bilir?
Yaşadığımız her an şükür sebebi :) Ama bu deli koşturmaca, dünya telaşesi... İşler bir türlü bitmiyor, bitmek bilmiyor...
YanıtlaSilHayat dediğin an'dır demiş ya şair, ne mutlu an'ların farkında olana, an'ı yaşayana...
Elifcim zaman o kadar az ki bana da çoğu zaman 24 saat yetmiyor.. kitap okumak TV seyretmek gezmek ve uyumak istiyorum ama zaman kalmıyor :-))
YanıtlaSilBende zorlandığımı hissettiğim zamanlarda zorlayan şeyi değil de sadece şükür sebeplerini düşünürüm ve zorlayan şey pekte zor görünmez o zaman gözüme:)
YanıtlaSilSon 5 yıldır benim de en çok düşündüğüm üzerinde durduğum konu bu hep erteleniyor ama :(
YanıtlaSil