30 Eylül 2018 Pazar

Uçurtma Avcısı kitap yorumu

Son zamanlarda romanlara vakit ayıramadığımı fark ettim. Dostluk, arkadaşlık üzerine çokça övgüsünü duyduğum ''Uçurtma Avcısı'' okumak istedim. İyi ki de okumuşum, beni çok etkileyen bu kitaptan size de bahsetmek istiyorum. Zira ben de kitap yorumları ile bu yayına ulaştım; belki benim de birilerinin bu kitabı okumasına bir faydam dokunur.

uçurtma avcısı kitap
Kitabın yazarı: Khaled Hosseini.
Emir ve Hasan'ın hikayesini Emir'in kaleminden okuyoruz. Romanın çoğu kısmı Kabil'de geçiyor. Emir zengin bir iş adamının oğlu, Hasan ise sadık hizmetkarlarının oğlu. Emir annesini daha dünyaya gözünü açtığı anda kaybediyor, Hasan'ı ise annesi doğumdan sonra terk etmiş. Emir zengin ve soylu; Hasan ise ülkesinde pek de sevilmeyen bir etnik kökene sahip, o bir Hazara... Çok mutlu, sıkı dostluk ile güzel bir çocukluk yaşıyorlar, ülkenin yönetimi ele geçirilinceye kadar... Aslında işgalin kısa süre öncesinde Emir ile Hasan'ın yaşadığı bir olay nedeniyle araları epey bir soğuyor; tabi ki detay bilgi vermeyeceğim, okumanızı öneriyorum değil mi?

Sovyetler işgaliyle Emir ve babası ülkeyi terk ederek Amerika'da yaşamaya başlıyor. Emir geçmişinden kaçtığını, suçluluk duygusunu bastırdığını sanıyor olsa da bir türlü kendine gelemiyor. Ta ki bir telefon görüşmesinde içindeki pişmanlıktan kurtulabileceğini duyana kadar... Emir geçmişine, ülkesine geri dönüyor. Artık hiç bir şey eskisi gibi değil... Yurdunun işgal ile nasıl bir hale geldiğini, sokaklarının, tiyatro gösterileri izledikleri çarşının geldiği hali gördükçe sanki ben de kitabı yaşıyormuş gibi sahneler gözümde canlanıyor. Hiç görmediğim bir ülke, farklı bir kültür, savaş, kaos ortamı bütün bunları sanki yaşadım kitapla... 

Romandan uyarlanmış bir de film varmış ancak filmi izlemedim. Kitabı okuduktan sonra filmin tat verebileceğini sanmıyorum. Benim zihnimdeki Kabil, Emir, Hasan, Baba, Sohrab, Rahim Han bütün karakterler ve mekanlar ile iyiyim... Kitabı okurken neredeyse tamamında son derece duygusal ve bazen ağlamaklı olduğumu itiraf edeyim. Hatta bir ara dışarı çıktığımda -yabancıların bol olduğu bir gün ve saat- sanki kendimi Afganistan'da işgalde hissettim, Allah korusun!

Emir ve Baba'nın hırsızlık ve günah konuşmasına da ayrıca dikkat etmenizi öneriyorum, düşündürücü...
uçurtma avcısı kitap


''bin tane olsa, senin için yine yakalarım'' işte vurucu cümle bu! İhanet, sadakat, dostluk, korkaklık, pişmanlık ve daha fazla duyguyu her sayfada, her satırda hissettirebilen, su gibi akıp giden çok özel bir roman. Okumanızı öneririm, bu değerleri bir de yazarından kaleminden görmeli insan. Şimdi sırada ''Bin Muhteşem Güneş'' var... 




1 yorum:

  1. Bana ağır gelmısdı basdan berı anlamayarak okudgum dondum tekrar okudum ama sarmadı benı kıtap sevenlerı cok ama benı suruklemedı.

    YanıtlaSil

Yorum yazan eller dert görmesin..