4 Kasım 2015 Çarşamba

Vefa'da BOZA

Günümüzde daha çok eski bir semt adı olarak anılan VEFA benim için daha fazlasını ifade ediyor... Hem duygusal anlamda hem hatıralar hem de lezzet olarak...

boza
Çocukluğumda kış akşamları Erenköy'den kalkıp Vefa'ya boza içmeye giden güzel ailemi hatırlıyorum en başta. ''Haydi boza içmeye gidiyoruz'' diyen annemin sesi çınlıyor kulaklarımda. Arabaya atlayıp geç saatte karşıya geçmemiz, surları görmek, Haşim İşcan geçidinden geçerken her seferinde arabadakilere babam bana bisikletimi buradan almıştı demek geliyor aklıma. Geçmişi, çocukluğumu hatırlamak iyi geliyor çoğu zaman. Biz arabada otururken babamın bardak bardak boza getirmesi bize ve koşarak karşıdaki kuru yemişçiden sıcacık leblebi alması...


Küçük şeylerle mi mutlu oluyorduk o zamanlar yoksa en büyük mutluluk sebebi miydi ailesiyle birlikte olması insanın?


Bu yıl bol bol gittik Vefa'ya! Boza içiyorum akşamları aklımıza her geldiğinde. Badem kızım ve eşim içmiyor ama ben içiyorum. Çünkü bozada benim çocukluğumdan bir hatıra var. Annem severdi bozayı, babam severdi bozayı ve Vefa'yı...
Geçen akşam Badem kızım dışarıdayken hep beraber eve dönüş yolunda sordu:
''anne bozacıya gitmeyecek miyiz?''
''içmiyorsun kızım sen, içeceksen gidelim''
''sen iç anne ben de leblebi yerim''
Sanırım annesinin mutlu olduğunu hissediyor bebeğim. Onun da güzel hatıraları biriksin ama benimkilerden çok ama çok daha fazla olsun...


Zira benim çocukluğum 16 yaşında iken sona erdi...


Bu yüzden ben hep 17 yaşımdayım...





2 yorum:

  1. ben de babamla severim vefa bozacısını. bir mesaj atıyım da getirsin beni de :)

    YanıtlaSil
  2. Son cümle beni çok duygulandırdı.Sanırım 16 yaşında bir kayıp yaşadınız :( Umarım böyle güzel anılarınız kızınızla (ve doğacak bebeğinizle) artarak devam eder, hep güzel günleriniz olur.

    YanıtlaSil

Yorum yazan eller dert görmesin..